Masallardan aşina olduğumuz bir varmış/ bir yokmuş… da bir masal cümlesi değil, hayatın ta kendisi.
En çok, "seni seviyorum" dediği zaman ne diyeceğimizi düşünürdük. "Ben de mi" yoksa... Yoksa yetmezdi ki yetmezdi ki kuru kuruya, "seni seviyorum" lafı, başka bir şey bulmalıydık, başka bir gökyüzü cümlesi, kanatlı, kutsal bir deyiş, daha öncekilerin birbirine hiçbir zaman söylemediği, yüreğine, aklına getirmediği.Sonra, sonra... içimizdeki bu hakiki hayatı bir an için küçümsedik. Dışarıdaki cansız nesnelere kandık. içimizdeki arka bahçelerin kapısını kilitleyip dışarılara çıktık. Dışarıdaki oyuncaklara içimizdeki konuklardan daha fazla değer vermeye başladık. Dışardan sıkılırsak ve tiksintiye dönüşürse arzuladıklarımız bir gün, içimize nasılsa döneriz sandık. Oysa içimiz bize çok muhtaçtı. Hep susuzdu bize. Bir süre bizi bekledi. Sabretti. Sabrederken gözledi... Küçük, mahçup fısıltılarla haberci sızılarını gönderdi bize. "Dön bana, ben buradayım, dışarıdaki hayatı anlamlı kılan bendim, Ben olmazsam dışarısı da olmaz" diye...
Sayfa 20 - CezmiErsözKitabı okudu
Reklam
Bizim ülkemizde ise maalesef gözlemden ziyade tecrübeye önem verirler.
Bir isi bilen yapar, az bilen akil verir, bilmeyen eleştirir, yapamayan camur atar
Akıllı kişilerin en büyük talihsizliği, salaklarin abuk sabukluklariyla basa cikmak zorunda olmalarıdır
Reklam
Insan kendini bilmeli, bu nedenle kendini bilmezlerin söylediklerinin ve yazdıklarının anlamsızlığını onlar adına utanarak fark etmeli. Unutulmamalıdır ki gereksiz eleştiri sadece gizli hayranliktir.
Gerektiğinde sesini değil, sözünü yükseltmelidir insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan. Bu nedenle insan eserleriyle konuşmaya çalışmalı, suçlamak ve iftira atmak yerine yazmalı, üretmelidir.
Insan ne kadar az bilirse o kadar çok bildiğini sanır, çevresindekileri oldukları gibi değil, olduğu yerden ve olduğu kadar görür.
Sayfa 17 - cemkeçeKitabı okudu
1,000 öğeden 941 ile 950 arasındakiler gösteriliyor.