Makinist karanlık atölyenin ışıklı kapısına, güne ve güneşe, hayatın hay-huyuna doğru sırtını kalburlaştırmış bir emekli olarak yürürken, 5402 köşesinde derin bir “ah” çekerek son nefesini verir.
Galiba bu yüzden müzeler soğuktur.
( 5402 )
Ben, elim babamın elinde, sarı-mavi-yeşil-kırmızı ampullerin aydınlattığı bahçe sinemalarının önünden, cıvıl-cıvıl aydınlık vitrinleri ile şehrin ana caddesinden, tatlılarla dolu pastanelerden, gazozlardan ve oyuncaklar arasından bin bir heyecan ile geçerim.
( 5402 )