Amacından Sapmış Bir Kurgu
Yıllar sonra yeniden polisiye bir roman okumaya kütüphane rafları arasında gezinirken Ahmet Ümit'in bu kitabının göze çarpan kapağı sayesinde karar verdim ama iyi mi ettim emin değilim.
Hikâyemiz 2013 yılının son gününde yılbaşı gecesi Tarlabaşı'nda bir erkek cesedinin bulunması ile başlıyor. Devamında ise Başkomiserimiz Nevzat ve
Cumhuriyet’ten günümüze İstanbul insanı, müslümanı, yahudisi, bulgarı, ortodoksu, ermenisi; Türkiye’de doğup burada büyümüş, yerleşmiş, iç içe yaşamış insan mozaiği…. Herkesin kendi bayramının ortaklaşa kutlandığı, kurban bayramında Rum olan yan komşusuna et gönderenin paskalyada bir sepet renkli yumurta aldığı, her sene sonunda eski yılı beraber tencere tava ile uğurlayıp yeni yılda her beraber kadeh kaldırıldığı, komşuluğun komşuluk gibi yaşandığı güzel günlerden, Varlık vergisine, 6-7 Eylül olaylarına, Kıbrıs sorununa giden ve bu olaylar sonrasında git gide azalan, göç eden insanlar… Yazar olayları anlatırken gitmeyip doğduğu vatanda kalan Yahudisi, Ermenisi kimi bulduysa konuşup soru sorarak anlattırmış güzel başlayıp göçle biten günleri….
Kapıyı İçeriden Kilitledim
Beyoğlu kırmızı cizgim olduğu için onu anlatan tüm kitapları okumak istiyorum. Bu kitapta da Beyoglunun o güzel sokaklarında gezdim,eski tarihi gözümde canlandi. Tasvirler gayet başarılı idi. Madam Marin ve o güzel şapka dükkanıni hayal ettim hep. Ama 6-7 Eylül olayları güzel hayallerimi yıktı... Kardeşi kardeş kirdiran o berbat leke karsimiza çıkiyor kitapta. Benim kitapta begenmedigim nokta yazarın kendisini de kitaba dahil etmesi." Yazar Alin Beyoğlu'nda yazar arkadaşı Özlem Narin Yılmaz ile karşılaşır" Buna ne gerek vardı anlayamadım? Kitabı basitlestirmis bu durum bana göre. Kolay okunan ,sade bir kitap olmuş genel anlamda. Ama o kadar
Tanıtımları ile ilgimi çeken Lübeyna , benim gibi dönem romanlarını çok seven okurların ilgisini özellikle çekecek bir kitap .
Halası Lübeyna ile Zürih'ten Paris 'e yaptıkları tren yolculuğunda ailesine dair bilinmeyen pek çok sırrı öğrenen Caner ...
Diyarbakır & İstanbul & Paris sarmalında yaşayan bir ailenin bilinmeyen sırları ...
2. Dünya Savaşı gölgesinde ülkemizde ve yurtdışında yaşanan gelişmeler ...
1940 'lardan günümüze uzanan siyasi konjonktürde şekillenen insan ilişkileri ve toplumsal yapının bölgeler arasındaki farkı ...
Bir kadının çocukluktan itibaren yaşadığı sıkıntıların kıskacında verdiği yaşam mücadelesi , aşk ,evlilik ve annelik hisleri ...
Askeri ortamdaki insan ilişkilerinin kaotik gücü ile şekillenen aileler ...
Töre adı verilen toplumsal baskının feodal yaşamlar yaratması ile insan onurunun hiçe sayılışı .
Beni her seferinde derinden etkileyen 6/7 Eylül olayları ve halkların birbirine itina ile düşman edilişi ...
Anne ve babaların egoist tutumları ile çocukluk travmaları yaşayan bireylerin ileriki yaşlarındaki psikolojik çıkmazları ...
Yaşama dair her şey bu kitapta aslında ...
488 sayfa olmasına rağmen inanılmaz akıcı matruşka misali birbirinin içinden çıkan şaşırtıcı gerçekler ...
Tarihçi olmam sebebi ile ayrı bir bağımın olduğu olaylar silsilesi ve aşina olduğum toplumsal yapının bu denli güçlü tasviri beni ziyadesiyle memnun etti bu yolculukta .
Beklentimin çok üstünde; dili, anlatım şekli ve olay örgüsü oldukça başarılı bir roman.
Yazarın hayal gücüne hayran olmamak elde değil. Fantastik temalı bir hikaye içerisinde 6-7 Eylül olayları gibi tarihi bir gerçeği ustaca harmanlıyor.
Herkese tavsiye ederim. İyi okumalar.
En Hüzünlü Eylül
" Hem tarihi hem politik hem de aşk konularını içine alan ve Cumhuriyet döneminde kötü bir iz olarak kalan 6-7 Eylül olayları ile ilgili Yazar bize dramatik hadiseler zincirini anlatıyor. Daha önce Nefesi Tutku olan kadın Afife Jale ve El Gözlü Pars Celile kitaplarını okudum. Osman balcıgil bu romanında da beni gerçekten anlatımıyla üslubu ve tarihi bilgileri ile tekrar mest etti. Gerçekten tavsiye edebileceğim harika bir roman. Şimdi Yeşil Mürekkep adlı kitabını okuyacağım."
