Bir Dinozorun Anıları
84 yıllık bir ömür.. Acısıyla, tatlısıyla..
Mine Urgan: Üniversitede öğretim üyesi, çocukluğunu Atatürk'ün çağında geçirmiş bir profesör. Ve darbelerin buhranlarını yaşadığı ömürünü, okuyucularıyla paylaşıyor. Tarihe bir nevi canlı tanıklık ediyor..
İhtiyarlar ne yaparlar? Eğer ruhsal bir çöküntü içindelerse
Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın, İstiklal Caddesi'nde oluşan hasarı görünce yanındaki İçişleri Bakanı Namık Gedik'e "Galiba dozu kaçırdık Namık" dediği de bir çok yerde iddia edildi.
Eylül ayında bitirdiğim, adında Eylül geçen bir kitap daha..
Hüzünlüdür İstanbul, Eylül 1955’ten beri.
Kadim kentin destansı tarihinde 6-7 Eylül 1955’te yaşanan büyük yıkım kuşkusuz çok özel bir yer tutar..
Osman Balcıgil romanına ‘Söyledim ve ruhumu kurtardım’ diye başlıyor. Çünkü hepimizin merak ettiği önemli nedenleri var. 6-7 Eylül olayları
1. Adıyaman Süleyman: Okul Uygulama Bahçeleri • Kendi Yayını 4. Bası 1963
2. Ağanoğlu Halit: Köy Enstitüleri Yolunda • İstanbul, 1949-A Sait Basımevi
3. Akalın Bedri: Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Klavuzu • İstanbul, 1945-Milli Eğitim Basımevi
4. Akın Galip: Tonguç'un Kır Çiçekleri • Güldikeni Yayınları -
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Bir Aziz Nesin molası verelim istiyorum bugün. Salkım Salkım Asılacak Adamlar'a kapak tasarımı ile bakalım önce. 12 Eylül'de bizi "Asmayalım da besleyelim mi!" cümlesi ile tanıştıran Kenan Evren canlanıyor hafızalarda. Bir yanda boynuna geçirilen ip, bir yanda ağzına doğru uzanan kaşık ile bir silüet. Hem ironik hem acizlik.
Nedir
Bütün Şiirleri syf:714
İçerim yanıyor Kemal
dışarım serin....
Anlıyorsun ya,
zaten ettiğimiz lâf
bizim lâflarimızın her hangi biri:
çok konuşulmuş,
ve konuşulmakta olan.
Iki yazarın dostluklarını saygıyla anarak, alâkasız da olsa bu dizelerle başlamak
Kemal Yılmaz tarafından yazılmış hiç istemeden vatan dedikleri topraklardan kovulmuş insanlardan sadece birinin hikâyesi. Oysa o kadar çok var ki. Girit' den gelen Emine'nin de bir hikayesi vardır. Balkanlardan gelen Ayşe'nin de. İşte ne olduysa bu insanlara oluyor.
İstanbullu Elefteri'a da İstanbul'da sakin bir yaşam süren Rumlara 6-7 Eylül 1955'de yapılanların hikâyesi. Kitap yazarın ilk eseri olmasına rağmen İtalyanca'ya da çevrilmiş. Dili çok yalın gereksiz dolambaçlı cümleler ile okurun kafasını karıştırmadan yazılmış, olayların içinde tutularak sanki karşımda biri anlatıyor duygusu ile okudum.
6-7 Eylül günlerinde yaşananlar tamamen sokaktaki insanın bakışı ile ele alınmış. Nedenlerine değinildiği küçük bölümlerde okuyucuyu sıkmadan o insanların penceresinden bakılmış. Derin devlet yapısı, ülkenin Kıbrıs diplomasisi gibi konulara gazete okuyan ve o haberi kendince yorumlayan ortalama bir insan çerçevesinde değinilmiş. Bu da o konuları okuyucuya bırakarak araştırmasını sağlıyor, nitekim kitabı okuduktan sonra 6-7 Eylül olayları ile ilgili belgesel izledim ve yazıları okudum. Yazar
Kemal Yılmaz'ın anlattıkları ile birbir örtüştüğünü görmem zor olmadı. Bu da iyi bir araştırma yapıldığını gösteriyor. Bir yorumda günyüzüne çıkmamış roman derken bir diğerinde de iyi kitap en çok satan değildir denmiş. İstanbullu Elefteria'yı okuyunca hak vermemek mümkün değil. Böyle bir kitabı yazdığı için
Kemal Yılmaz'ı kutluyorum ayrıca daha ilk kitabında yurt dışı başarısı elde ettiğinden dolayı tebrik ediyorum...
NigRa tahrikli Aziz Nesin etkinliği için ismimi yazdırdığımda, bu kadar yoğun olacağımı düşünmemiştim açıkçası. Dört Dostoyevski kitabı bekliyor hala. Delikanlı'yı okuyabilirsem umarım yetiştireceğim onu etkinliğe.
Aziz Nesin'i ortaokuldan, 20'li yaşların ortasına
'Serenad' okuduğum ilk kitabıydı Zülfü Livaneli'nin.
Öncelikle kitaba adını veren 'Serenade für Nadia' ya ilham olan o ünlü serenatı aşağıya bırakıyorum:
open.spotify.com/track/6BdrHOEmo...
Kitabı okurken yer yer açıp parçayı dinlemiştim. Bu yüzden artık bu parça
Oku elinden bırakamayacaksın tavsiyesi üzerine alıp gerçekten de bir solukta okuduğum bir roman.
Hiç tanımadığım bir yazar ve duymadığım kitap olduğundan önce yapılan yorumları okumak için
Kemal Yılmaz sayfasına baktım. Okuyanların incelemeleri gerçekten çok ilgimi çekti. İlk romanın yabancı dile çevrilmesi her yazara
"Neden kendimize yetmiyoruz, biliyor musun? Çünkü doğduğundan beri hep senden daha büyük bir şeye ait olman gerektiğini söylediler. Doğuyorsun, otomatikman bir ailenin parçası oluyorsun. yetmiyor, bir okulun, bir arkadaş grubunun, bir şirketin, bir dinin, bir takımın, bir politik görüşün, hatta bir sanat dalının... Ve onların ne kadar ulvi