O ev bir cehennem çukuru, bir kırkayak kafesi."
"Hiç kafeste kırkayak görmemiştim."
"Bende ve kırkayağın neye benzediğini de bilmiyorum, ama Palanco onların kafeslerde tutulduğunu söylemişti."
Tabi öyle ahım şahım bir şey olacağı yok, ama fark etmez, hiçbir şey, keşfetmek istediğimiz şeyi kurcalamaktan daha iyi olamaz, her ne kadar içten içe bize korku ve tiksinti verse de...
Haftalardır kimseyi kandıramayan bir kandırmacanın içinde yaşadığımızı anladım...
"Düşünsene, tam rüya bitmek üzereyken her şeyi bütün netliğiyle gördüm; o iki suyun arasında yüzerken gerçeği şuramda, tam midemde hissettim, gözlerimizi açtığımızda reddettiğimiz o gerçeği. O anda sana bir isim verdim, sana o kadar çok yakıştı ki gerçek olduğundan şüphem yok: Gayrimemnun."
"Onu bunu çekiştirmek yerine neden dışarı çıkmıyoruz ki? Diğer hayaletlerden söz eden hayaletlere benziyoruz. Sağlıksız bir şey bu."
"Sana ne hissettiğimi burada kal diye anlattım, git diye değil. Bunu sen de biliyorsun. Bizi ayıran her şey aslında birlikte bu kadar iyi yaşamamızı sağlıyor. Hissettiklerimizi birbirimize anlatmayı bırakırsak ikimiz de özgürlüğümüzü kaybederiz."