Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yolun düşerse kıyıya bir gün Ve maviliklerini enginin seyre dalarsan Dalgalara göğüs gelmiş olanları hatırla. Selamla onları yüreğin sevgi dolu Çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar.
Sayfa 321
296 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Sığın-ma Hakkı En-gel-le-ne-mez!
Hepimiz birer sığınmacıyız! Irk, din, coğrafya fark etmeksizin hepimiz! Doğduğumuz andan itibaren mutlu olduğumuz anlar biriktirip ilk ihtiyaç duyduğumuz anda o zamanlara sığınıyoruz. Bir bebek, beyaz gürültü duyduğu anda anne karnındaki zamanı özleyip şimdiki zamandan o zamana doğru sığınıyor. Bir çocuk, mutlu olduğu zamanları oyunlarına aktarıp o anları yeniden defalarca yaşıyor adeta. Bir genç kız, dinlediği şarkıda buluyor dönmek istediği romantik anları. Bir delikanlı, yıllar öncesinin maçının tekrarını aynı zevkle ve ilk defa izlercesine gözünü kırpmadan izliyor ve o an artık o maçın oynandığı zamanın insanı. Bir 68 kuşağı, aradan yarım asır geçse de 6. Filo protestosunun her saniyesini defalarca yaşıyor her gün. Beden yaşlansa da ruh 1968 sığınağında. Bir anne, uzun yıllar geçse de evladının bebeklik fotoğrafına bakarak o yıllara dönüyor. Uzar da uzar bu sığınmacılar… Kitapta yazarla aynı adı taşıyan ana karakterimiz hayalinde kurguladığı çeşitli karakterler ve hayali projelerle karşımıza çıkıyor. Tek gerçek karakterin kütüphanedeki “evsiz” olması ise çarpıcı! Evsiz bir yere ait değil ama kitapların arasında pek çok yere ait! Gaustin gibi hayali karakterler ile ütopya ve distopya arasında gidip geliyor okur. “Bir şans verilseydi hangi yıla dönmek isterdin?” sorusunu hem kişisel hem de milletler açısından ele alıyor. Kitabın sonunda öğrendiğimiz üzere bir kütüphanede çeşitli yılları ve ülkeleri anlatan kitaplar arasında günlerini geçiren ve hafızasını gün geçtikçe kaybeden bir yazar ana karakterimiz. Hepimiz gibi…
Zaman Sığınağı
Zaman SığınağıGeorgi Gospodinov · Metis Yayıncılık · 0453 okunma
Reklam
"Halkımıza bildiririz! Senden yana olanları bir bir vurmaya başladılar. Yiğit halkım önce Vedat'ı öldürdüler. Alacakaranlıkta. Bağımsız Türkiye demişti Vedat. Sonra Mehmet'i vurdular, sonra Taylan'ı.Türk halkı ezilmekten kurtulsun demişti Taylan'la Mehmet,sonra bir gece bir başka Mehmet, sonra bir gece bir yiğit
Sayfa 212
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kitap 1971 yılında gerçekleşen bir soygun hikayesini anlatıyor. 68 kuşağı bütün dünyada fırtına gibi esen bir kuşak. Gençler gelecek güzel günlere inanıyorlar. Bunun için devrim yapmak, devrimi yapmak için de para gerekli. Para için banka soymaya karar verirler. Gençler komün kurarlar. Şanş yüzlerine gülmüştür. Bu komünün bir üyesi olan, babasının zoruyla okulu bırakmış olan Kadir Kaymaz bankada çalışıyordur. Kadir Kaymaz arkadaşlarına yardım edecektir. Sonunda dört arkadaş Hikmet Çiçek, Ertan Günçiner, Aydın Çubukçu ve Kadir Kaymaz nakil sırasında "Türkiye halkının kurtuluşu adına arabadaki paralara el koyuyoruz" diyerek nakil aracını soyarlar. Beklediklerinden daha fazla para vardır araçta. Bu paranın bir kuruşunu bile kendileri için harcamazlar. Onlar için önemli olan tek şey ülkenin geleceğidir. Daha sonra kaçışlarını, yakalanışlarını ve cezaevinde yaşadıklarını okuyoruz. Ben o yılları, o yıllarda yaşananları hep merak etmişimdir. Sizlerde benim gibi o yıllara ilgiliyseniz bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Halk Adına Paralara El Koyuyoruz
Halk Adına Paralara El KoyuyoruzSinan Onuş · Doğan Kitap · 20244 okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,975 okunma
"Türkiye'de bir İslam devleti ve hilafet rejimi kurmak, Türk milletinin dini esaslara dayalı bir hukuk düzenine sokmak isteyen ve bunun için gizli açık çalışan mistik hezeyan halindeki bir avuç meczup var. Bunlar ruh hastası veya dini kazanç metası haline getirmiş kimseler,saf ve cahil yurttaşın en temiz varlığı olan itikadını, imanını geçim vasıtası yapmis bezirganlardir.O bezirganlar ki dinin emrettiğini yerine getirmezler. Yasak ettiklerini gizli gizli yaparlar ve fakat dindar görünürler, evet bunlar ve bir takım hurafeleri dini esaslar gibi göstermeye Kalkan ve bu surette halkı uyuşturan kökü dışarıdaki yurt düşmanları daima hüsrana uğrayacaklardır.
Sayfa 179
Reklam
Bülent Ecevit,12 Aralık 1966 günü Erzurum'da, Doğu sinemasında konuşurken gençlerin" Bursa nutkunun Atatürk'e ait olup olmadığı sorusuna, Atatürk Türk devleti yıkılmak üzere olduğu vakit, bu devletin ordusu var, jandarması var, benim neme gerek deyip İstanbul'da bir köşeye çekilmemiştir.19 Mayıs 1919 günü Anadolu'ya çıkıp Türk Kurtuluş savaşı'nı başlatmıştır. Bunu yapan insan, Bursa nutkunu da söyleyebilecek insandır..." yanıtını verdi.
Sayfa 128
"Şeytan canımı alsın, dedi Tanrı, alsın vallahi,benden geldiyse eğer sizleri böyle kötü yönetenler.Hiç bana kızmayın artık,çocuklar.Temiz yürekli olun,bana yeter. sevişin güle oynaya yaşayın.Sizi yakarım diye korkmayın. Kralına da yobazına da basın kalayı.."
Sayfa 50
Adıdır Başkaldırmanın
"Mustafa Kemal/Adıdır en güzel yerginin/Eskimiş her düzene/Tozlu kağıt fermanına/Patişahın devletine/Şeyhülislam fetvasına.../Ben onun Sivaslı telgrafını severim/Dünyaya karşı tellerin bir ucunda/Direncini gerer bir ulusun Soyadıdır başkaldırmanın Atatürk
Sayfa 45
Okulu bitirdiğinde kendisine bir köy teslim edilen, yaşamın her anında kendine güvenen ve sorunlarla karşı karşıya kaldığı zaman bunalmayan, 18 yaşındaki kız ve erkek çocukluklarının yurtlarına yararlı ve tek başına ayakta durabilme cesaretine sahip kişiler olarak yaşamak atılmaları bile başlı başına büyük bir olaydı.
Sayfa 66
Reklam
68 kuşağı bedenen ve zihnen yargılandı son otuz yılda. Bizde ve öteki ülkelerde yoğun eleştiriler aldı. Türkiye’de tarihin kırılma noktalarına fatura çıkarmak işin kolayını oluşturuyor. Kimi Jön Türklere yükleniyor, kimi Kemalistlere devrim yaptıkları için. 68 ise her iki geleneğin bir devamını oluşturuyor, sessiz ve derinden. Türkiye’nin 12 Martı ve 12 Eylülü ne ölçüde 60’lardan sorulur, bunu kestirmek zor. 68 romantizminin kötü bir şey olduğunu savunmak günlük yaşamla yetinen insanların sığ beyinciğinde kurgulanıveriyor. Oysa insanların düşleri hazırlıyor yarınlarını. Ama 68’in bilinçlendirdiği kuşak yönetiyor bugün Türkiye’yi iyi kötü. Yine 68 kuşağı üretiyor özgün bilgiyi, o da iyi kötü.
Eksikli sözün büyüsü
Zaman, 1960'ları yarılamış, 70'lere akıyor. Şiir, Karaca­ oğlan'dan Nazım'a dönüyor. 68 kuşağı sınıflardan sokaklara, sokaklardan evlere büyüyor. Masallar, halk hikayeleri Orhan Kemal'le, Yaşar Kemal'le, Sabahattin Ali'yle katı gerçeğimize yeni bir dil oluyor. Külebi, Attila İlhan'la; Dıranas, Ceyhun Ahıf'la başka değerler ediniyor. Orhan-Melih-Oktay, sıra­ danı şaşkınlığa çeviriyor. II. Yeni henüz defterimize düşme­ miş. Gökyüzü, Neşet (Ertaş), Mahzuni (Şerif), İhsani dolu. Devrim düşüncesi seslerimizi tutmuş. Ruhi Su hem bildik hem yeni. Abbas Sayar küçücük kentimizin efsanesi. Ken­ timizde kitapçılar var. Freud'un Cinsiyet ve Psikanaliz'ini, Albert Camus'nün Başkaldıran İnsan'ını, Engels'in Bilimsel ve Ütopik Sosyalizm'ini, daha nice kitabı o yıllarda Yozgat'ta buluyoruz. İki kadın şair biliyoruz: Taşra Kızının Delicele­ ri ile Türkan İldeniz (kitabın ismi hala nasıl çekici); Kırmızı Karanfil'le allak-bullak olduğumuz Gülten Akın. Şu dizeler şiiri birden ev içine çeviriyor: "Gülten'i Yozgatlı demesinler bun­ dan böyle/ Nerde ölürsem oralı olayım/ Doğularda, yolsuz dağların/ Soğuk suların başında öleyim" Kalıveriyoruz. Her sözcük, her dize bir daha bizim oluyor
48 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Genç Adam
Annie Ernaux severler burada mı? Küçücük ama dev gibi bir kitabını okudum yine. Bu kadın tam bir çılgın. Ruhuna 68 kuşağı delilikleri işlemişte hepsini yaşamış gibi. Cesurca anlatması da ayrı bir çılgınlık değil mi zaten? Bilmiyorum, bir başka sevdim kendisini. Genç Adam kendinden 30 yaş küçük biriyle yaşadığı ilişkiyi anlatıyor. O kişiyle yaşadıklarını analiz etmiş aslında. Sanki geçmişiyle vedalaşıyor yine yazarken. Ve yaşadıklarını yazarak iyileştirmesi de beni çok etkiliyor. Normları size uymaz diye okumak istemeyebilirsiniz ama duruluğu öyle çarpıyor ki kaleminin. İnsan ister istemez okumaya dalıyor. Bir saat bile sürmez okuması. Bence seversiniz. İyi gelecektir. Sevgiler :)
Genç Adam
Genç AdamAnnie Ernaux · Can Yayınları · 2024167 okunma
devamı (+18)(benim zihnim benim doğamın memuru)
Ağır yaralı, yerde yatan Mahir Çayan'ı Hüseyin Cevahir zannederek, "Sen Kürt'sün ha!" diye kollarına sokulup hayvan leşi sürüklercesine sürükleyip arabaya koyup hastaneye kaldırmışlardır." Bir yanlışlık yapıldığı, Mahir ve Cevahir'in birbiriyle karıştırıldığı açıktır. Polisler Mahir Çayan'a karşı öylesine
Sayfa 162 - su yayınlarıKitabı okudu
Gerçekten 68 kuşağı ''ne yaptıyı'' gençler "ne olduyu" iyi bilmek zorunda. Eğer sen, sosyal travmalardan ders çıkartamıyorsan roman hikaye ve filminle, o zaman aynı travmalar yine başına gelecektir. Yani biz 1970 yılının lalak islamcıları, lalak solcuları, aptal adamlarıyla muhatap olacağız demektir. Nihat Genç
518 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.