"Yol güzelse yürüyorum biraz,çay sıcaksa içiyorum,kitap sararsa saatlerce okuyorum. Ne sevdaya kapalıyım ne de yalnızlığa küsüm. Hatta biraz benimsemiş ve içselleştirmiş bile olabilirim. Ufak şeylerden mutluluk çıkarabilen minimalist yanıma sarılıp yaşamaya çalışıyorum."
"Bir yerden sevmeye devam edebilir miydim?
Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi.
Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar ?
Bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye yeniden başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde."
Günaydın. Ne kadar da güçleşti derdimizi anlatmak. Anlaşılmak bir lüks bu çağda, her şeyden emin olup kendimizi toparladığımızdaysa ya konuşacak takatimiz kalmaz ya ne diyeceğimizi unuturuz. Jodi Picoult, "Lazım oldukları anda nereye saklanır bu sözcükler?" diye sorarken bundan bahseder. Anlaşılabildiğimiz günler dilerim sevgili okur.