284 syf.
7/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kendini iyi hissetmeyenlere...
8-9 senedir kendimi iyi hissetmiyorum... Başlığı okurken "evet ben de" diyorsunuz. Sonra sayfaları çer dikme
Feyyaz Yiğit
Feyyaz Yiğit
in kalemi içine girdap gibi çekiyor sizi. Tabi Gibi dizisini de izlediyseniz bir süre sonra ordaki seslerle devam ediyor kafanızın içindeki film. Kitap tam bir yazarın da dediği gibi üç günlük dünya edebiyatı örneği. Kendimizi o kadar önemli zannediyoruz ki tüm dünyanın derdi bizmişiz ve çözmeliymiş gibi hissettiğimiz hayatın bazı gerçeklerini yüzümüze vuruyor. İsmet Amcanın delilik ve akıllılık arasında gidip gelen ama nerdeyse her sözüne hak verdiğimiz hikayeleri, Ekrem'in, Mustafa'nın ve Sezer'in küçük dünyaları absürt bir mizansen oluşturuyor. #spoiler Ah o Gültenin hikayesi... Ta kii son sayfalara kadar sonlarda neden nasıl oldu diyerek kan donduran bir sona imza atıyor yazarımız.
Feyyaz Yiğit
Feyyaz Yiğit
ın okuduğum ilk kitabıydı bu, kitap adıyla içine çekti. Şimdi sırada diğer kitaplarında. Merak uyandıran, düşündüren, bazen gülümseten absürt bir dünya okumak isterseniz doğru kitap bu olabilir...
8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum
8-9 Senedir Kendimi İyi HissetmiyorumFeyyaz Yiğit · Okuyan Us Yayınları · 2015493 okunma
Reklam
Sosyal çevremizde ağırlığı olan hiçbir şeyin kalplerimize nokta kadar tesiri yok.
... sevmemeye hakkı olduğunu, istemezse sevmeyeceğini de hatırladı.
İşe giderken ben...
Coşkuyla uykulara sarılmak ve dükkanı açmak arasında sert savaşlar veriyordu. Bir müddet sonra savaşı ekmek kazandı ve çoraplarını giymeye başladı. Çoraplarını giydikten sonra biraz daha baktı yere. Tehlikeli bir hameleyle sırtını yatağın yumuşak kucağına verdi. 30 saniye boyunca içinden "Kalkmalıyım..." diye tekrarladı. Bir buçuk saat sonra "Kalkmalıyım!" diye bağırarak zıpladı oturduğu yerde.
O zaman yerimde kim olsa aynı şeyi mi yapardı? İnsanın kendisiyle aynı fikirde olamaması ne fena...
Reklam
Ne zaman 'Hayat ne kadar da güzel ' hissine kapılsanız, hayatın aslında o kadar da güzel olmadığını bilirsiniz.
İhtiyaç duyduğu konforu inkar ederek, iyiliğiyle bir köşeye sıkışmıştı. Daha rahat bir kanepede uyumayı istemek 'hırs' olarak öğretilmişti. Fakat öğretilmeyen 'hırs", dünyanın en rahat koltuğunda bile sizi uyutmaz.
Güzel hislerinizi bile sahiplendiler ve sizden korudular. İçinizdeki öfke ve çirkinlikle başbaşa bıraktılar sizi.
Reklam
Mümkün mü...?
Bu dünya düzeni yıkılacak, biz yapamazsak bunu elbet birileri yapacak. Fakat biz hazırlıklı olacağız ve yenisini kuracağız. Daha adil ve merhametli olanını...
Başkasına ait bir memnuniyetin gölgesinde dinlenemezsiniz. Bir başkasının memnuniyetiyle kendimizi kandırmamalıyız. Arzularımız, beklentilerimiz konusunda açık olmalıyız. Biz, değilmişiz gibi yaşadığımız 'her şey'iz.'
İnsanlar yıkamayacaklarını anladıkları bir duvar gördüklerinde ona çarparak ezilmesinler, o duvarı süslesinler, boyasınlar, o duvara yaslanıp uyusunlar istiyordu Gülten Hanım. Herkes için huzur, herkes için demokratik hak ve özgürlükler diliyordu sık sık.
Ne yazık ki insan elinde kalanı kendisi seçmiş gibi davranmaya çok meyilli.
Sayfa 47
1.312 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.