Harf inkılabı okuryazarlığın artışına yaradı mı?
Arap elifbasını bırakıp Latin alfabesine, daha doğrusu Atatürk'ün deyişiyle 'Türk alfabesi'ne geçilmesinin okur yazarlığı kolaylaştırıp cehaleti ortadan kaldıracağı tahmini de doğru çıkmamıştır. Rakamlar hakikaten şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Gazi Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928 günü Sarayburnu'ndaki parkta yaptığı konuşmada
Ne olmuştu?
1982 Şeker Bayramı'nın yaz mevsimine rastladığı yıl... "Losin my mind, going back in time to 1982"* (1982'ye zamanda yolculuk yaparken aklımı yitirecek gibi oluyorum)
Reklam
Köle ticareti..."8 Ağustos 1444 sabahı, şimdiki Senegal'den alınan 235 Afrikalı'nın olduğu ilk kargo, Lagos'taki Portekiz limanında karaya çıktığında başladı. Limanlarda bir köle pazarı oluştu, şaşkına dönmüş ve yıldırılmış olan, gelmiş oldukları ufak gemilerdeki sağlıksız ambar­larda haftalarca tutsak edildikleri için sendeleyen Afrikalılar, yaşlarına, cinsiyetlerine ve sağlık durumlarına göre gruplara ayrıldılar." "Gemici" Prens Henry'e haber verilene ve o rıhtıma gelene dek ticaret yapılmasına izin verilmiyordu. Prens, yolculuğun sponsoru olarak ganimetlerin beşte birini alma hakkına sahipti, bu da bahsettiğimiz örnekte 46 insan demek­ti. "Kara altın" (köleler böyle biliniyordu artık) ticareti bu şekilde başla­mıştı...1792 yılında, Danimarka, kölelik tica­retini yasadışı ilan eden ilk Avrupalı ulus oldu. Britanya köle ticaretini bitirmek için 1805 yılında harekete geçti ve kölelik 1824 yılında, idamla cezalandıran bir suç haline geldi. Ancak başka yerlerde bir yarım yüzyıl daha devam etti; 1870 yılında Küba'ya ulaşan gemi, karaya çıkan son köle gemisiydi.
Sayfa 940 - Yapı Kredi Yayınları.
İsrail devleti ile Savunma Sanayi Antlaşması’nın imza evresinde RP ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında gerilim yaşanmıştır. Ordu nazarında büyük önem arz eden anlaşmaya, daha muhalefetteyken İsrail ile bağların kesileceğini beyan eden RP karşı çıkmıştır. RP’li Devlet Bakanı Abdullah Gül, “İsrail ile anlaşmanın gerçekleşmeyeceğini” ifade etmiştir. Bu açıklamadan sonra MGK Genel Sekreteri Orgeneral Orhan Kılıç aracılığıyla askerin istek ve beklentileri Bakanlar Kurulu’na bildirilmiştir. Ordu bu konudaki hassasiyetini göstermek maksadıyla 8 Ağustos günü Erbakan’a bir brifing vermiş, bunun üzerine Başbakan, kerhen de olsa, anlaşmayı kabullenmiştir.
Sayfa 85
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
Fakat o günün ertesi 8/9 ağustos akşamı, beklenmeyen bir şey olur. Ve Mustafa Kemal, Arıburnu-Anafartalar cephesindeki bütün kuvvetlerin Gurup Kumandanlığına tayin edilir. Ordunun emri de şudur: «Ertesi sabah güneş açılırken, bütün cephede taarruza geçilecektir.» Bu emri gece saat 9.50'de almıştır. Emrine verilen Anafartalar cephesini ancak gece dolaşabilir. Ondan sonraki hikâye malumdur. 9 ağustosta bu sırtlarda tarihin, en kanlı boğuşmalarından biri cereyan eder. Top, tüfek kullanılmayacaktır. Tek silah süngü, hatta boğaz boğaza gırtlaklaşmak, düşmanı tırnaklarla, dişlerle yiyip bitirmektir. Öyle de olur. Düşman, tutunduğu yerden sökülür. Arka taraf derin yarlardır. Bu yarlara çok defa iki tarafın askerleri, elleri birbirlerinin boğazında, beraber yuvarlanırlar ve son hesaplaşma orada cereyan eder.
Sayfa 244 - Musatafa kemal Arıburnu son muharebeKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal (Yarbay) kısım 2
Enver Paşanın yakınlığını kazanarak, büyük kumanda mevkileri ve yetkiler almak arzusu ile yanan bir kalbin ifadelerini açığa vurur. Zaten Mustafa Kemal, yalnız o gün değil, Enver Paşanın emrinde ve orduda bulunduğu sürece, Enver Paşanın yakını olmak, onun itimadını kazanarak daha büyük kuvvetlere kumanda etmek fırsatını daima aramıştır. Enver Paşaya karşı, daha Rumeli'den başlayarak daima çekingen ve her zaman mesafeli kalmanın tedirginliği içinde yaşamakla beraber, Paşadan gelen her yakınlaşma veya iltifattan, her zaman duygulanmıştr. Hatta böyle iltifatları bazen, denebilir ki, aşırı değerlendirerek, Enver Paşaya daha büyük hizmet etmek arzularını bildirmiştir. Bunu daha aşağıda bir Belge ile de doğrulayacağız. Fakat Enver Paşanın Mustafa Kemal'e karşı tutumu, daima sınırlı kalmış ve ihtiyatlı olmuştur. Nitekim yukarıdaki mektuba da, beklediği karşılığı alamaz. Hatta savaşın sonuna doğru Enver Paşa, Çanakkale cephesine gelip mintakaları gezdiği, kumandanlarını ziyaret ettiği halde, Anafartalar Cephesi Gurup Kumandanı Mustafa Kemal'i ziyaret etmez. Bunun Mustafa Kemal'in ruhunda çok ağır tepkileri olur. Az ileride bu olayı özetleyeceğiz. Fakat biz şimdi Mustafa Kemal'i, en büyük sorumluluğu isteyerek üzerine almaya sevkeden kritik harp durumunun hikåyesini verelim: 6, 7 ve 8 ağustos 1915 günleri, Çanakkale muharebelerinin artık netice tayin edici zirve noktasıdır. O günlerde ya Türk cephesi çökecektir. Yani düşman, Kocaçemen Tepesini elde ederek Yarımadanın mihverine håkim olacaktır. Asli birliklerin Istanbul'la bağıntılarını ..
Kısım 2Kitabı okudu
Mustafa Kemal Bey, biraz da tartışmalı bir telefon konuşmasından sonra,
bütün Arıburnu ve Anafartalar Cephesi Kumandanlığına atandı. *** Düşmanın bu maksat için Limni adasında 50- 60.000 kişi topladığı öğrenildi. 8 ağustostan başlayarak da bu büyük plan, Güney cephesine de paralel olarak, sahneye konulmaya başlandi. İngilizler 6-7 ağustos geceleri Arıburnu cephesine 5 tugay çıkardılar. Böylece Arıburnu cephesinde 37.000 kişilik bir İngiliz gücü birikmiş oldu. Bu kuvvetin 20.000'i Conkbayırı ile Kocaçemen Tepesine saldıracaktı. 7 ağustosta taarruz başladı. Çarpışma, daha doğrusu boğazlaşma, korkunç ve kanlıydı. Hatta bir aralık düşman, Conkbayırı'nı işgal etti. Kocaçemen tepesine tırmandı. Tepeyi işgal için az bir mesafe kaldı. Bu sırtlarda gece ve gündüz devam eden boğuşmaların hikâyesi, Çanakkale savaşlarının en kanlı sahnelerini teşkil eder. Bir aralık, neticeden ümit kesilir gibi oldu. İşte bu safhadadır ki Mustafa Kemal Bey, biraz da tartışmalı bir telefon konuşmasından sonra, bütün Arıburnu ve Anafartalar Cephesi Kuman- danlığına atandı. Ve boğazlaşmalar, yalnız bu ağustos taarruzlarının değil, Çanakkale muharebelerinin de neticesini tayin edecek şekilde gelişti…
Sayfa 236Kitabı okudu
Tarihten Bir Sayfa 16 Ağustos 1972 günü, Fas Kralı Hasan, Fransa'ya yap- tığı resmi ziyaretten dönüyordu. Kral ve beraberindeki heyeti taşıyan uçak başkent Rabat'a doğru inişe geçmeye hazırlanırken, birdenbire 4 bombardıman jeti uçağa yaylım ateşine başladı. Jetler, Kral'ın en yakın adamlarından biri olan Savunma Bakanı Muhammed Ufkir'in emriyle Kenitra Üssü'nden havalanmıştı. Ufkir, üssün komutanı Albay Muhammed Emekran'la işbirliği içinde Kral'ı öldürüp ülke yönetimine el koymayı planlamıştı. Gövdeye çarpan mermiler uçağı sarsarken, kendisi de bir savaş pilotu olan Kral, jetlerin pilotlarıyla radyo tema- sı kurup "Diktatör öldü! Ateşi kesin!" dedi. Kral'ın böyle korkusuz bir harekette bulunacağını hiç tahmin etmeyen pilotlar, suikastın başarıya ulaştığını düşünüp ateşi kesince, Kral uçağı Rabat Havaalanı'na bizzat indirdi. Havada bu boğuşma yaşanırken, savaş uçakları bir yandan da yerde Kral'ı bekleyen protokolün üzerine ateş açmıştı. Olayda 8 kişi öldü, 40 kişi yaralandı. Kral Hasan'ın yeniden kontrolü ele almasından sonra, birkaç saat içinde yüzlerce asker tutuklandı. Darbenin elebaşlarından Muhammed Ufkir, aynı gün 'intihar etti'. Muhammed Emekran ise sığındığı Cebelitarık'tan Fas'a iade edilerek 13 Ocak 1973'te kurşuna dizildi.
“ Beynin,Hiroşima’nın saatleri gibi,o Ağustos günü 8:15’de duruverdi…”
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
1932 Ayasofya'daki mozaiklerin meydana çıkarılması için yapılan restoranyonda bütun halılar vs kaldırildı. 1934 yılında Atatürk'ün gerçekliği şüpheli imzası ile Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlandı. Restorasyon ve temizleme çalışmaları 1970 yılina kadar sürdüğü icin kapalı kalan Ayasofya, 8 ağustos 1980'de Hünkâr Mahfili ibadete açildıysa da bir ay sonra restorasyon gerekçesi ile tekrar kapatildı. Hünkâr Mahfili 10 şubat 1991'de tekrar namaz kılınmasına tahsis edilerek Ayasofya'nın kısmende olsa cami olarak yeniden hizmet vermesi sağlandı...
Osmanlı karargahı gidişattan oldukça memnundu, 8 Ağustos günü düşmanın Conkbayırı'nı ele geçirmesiyle baş gösteren tehlike, bölgenin geri alınmasıyla bertaraf edilmiş ve geçen süre zarfında Conkbayırı başarıyla korunmuştu. İngilizlerin tüm çabası adeta bataklığa saplanmışçasına fayda vermemiş ve tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Mustafa Kemal'in talebi üzerine 28 Ağustos'ta Anafartalar Grubu Komutanlığı'na yeni tümen ve alaylar bağlanmış, ayrıca Mustafa Kemal başarıları nedeniyle Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası'yla ödüllendirilmişti.
Sayfa 203 - Masa KitapKitabı okudu
İmam İbn Ebi Şeybe
Adı Abdullah olan İbn Ebi Şeybe 776 (159) yılında Kufe'de doğdu. On dört yaşında Kadı Şerik b. Abdullah'tan ders aldı. Abdullah b. Mübarek, Süfyan b. Uyeyne, Veki b. El-Cerrah gibi büyük muhaddislerden okudu. Kendisinden Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbn Mace, İbn Ebi Asım gibi önde gelen muhaddisler hadis aldılar. İbn Ebi Şeybe'nin rivayetleri özellikle Müslim ve İbn Mace'nin eserlerine kaynaklık etmiştir. İbn Ebi Şeybe'nin olgunluk dönemi Mutezile mezhebinin devlet idaresine hakim olduğu yıllara (813-847) (Abbasiler) rastlamaktadır. İbn Ebi Şeybe 2 Ağustos 849 (8 Muharrem 235) tarihinde vefat etti.
8 Mart...
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve ardından çıkan yangınla birlikte çoğu kadın olmak üzere 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine on bini aşkın kişi katıldı. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde yapılan bir toplantıda Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve bu öneri oy birliğiyle kabul edildi…
808 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.