8 milyarlık bir dünyadasın. 80 milyonluk bir ülkede , yüzde birdesin yani. 8 milyon olacak yakında bu sanal mekandaki sayımız. 800 bin kişiyle tanışmadan terk edeceksin bu hayatı muhtemelen. 80 bin kişiyle temas edeceksin belki anlık da olsa , toplu taşımalarda , cafelerde , yollarda. 8 bin takipçin varsa şanslı mısın yoksa ? 800 kişiyle muhabbetin varsa. 80 tane arkadaşın , 8 tane dostun varsa.
Oksijen olmadan nefes alamazsın bu kesin. Renksiz ve gözle görünmeyen bir element bu. Varoluşun bu kadar basit yani aslında , demek ki yok oluşun da basit , öyle mi ?
…..
Esmer bir tonu var hayatın. Tanımlaması zor , hangi renge benzediğini açıklamak zor. Her rengin koyuluğu olabilir bu , herhangi bir rengin. Tutkulu bir renk belki , vazgeçmenin rengi bile olabilir.
Orman yeşiliyle , alev turuncusu ne kadar uyumsuzsa , belki o kadar uyumsuzsun sen de bu hayatta.
…..
-Yazmak istediğinden emin misin ?
-Değilim.
-Yazmak kendi benliğinin dışına çıkmak mıdır ?
-Öyle sanırım.
-Kendini bulmak da olabilir mi ?
-Olabilir.
…..
Bütün bunlar çok eski çok saçma bir hayal yüzünden. Çok direndin bu hayale teslim olmamak için , olmadı. Hayal galip gelmeyi çok seviyor. Renksiz , kokusuz , cisimsiz bir hayal.
Dünyayı sessize alarak yaşamaya devam edebiliyorsun bir şekilde. Fakat renksize alarak olmuyor işte. Aradığı rengi bulamamış bir adam kadar zavallısın. Her şeye rağmen , arayan bulur tesellisine sığınıyorsun yine de. Aslında kendini arıyorsun sadece..