Ardâvîrâf kâtibe şöyle yazmasını emretti: O ilk gece kutsal Surûş ve tann Âzer beni karşılamaya geldiler. Bana selam verdiler, benim için dua ettiler ve şöyle dediler: “Hoş geldin ey Ardâvîrâf, henüz senin gelme zamanın değildi.”
[2] Ben şöyle dedim: “Ben bir peygamberim."29
[3] Sonra zaferden zafere koşan kutsal Surûş ve tanrı Âzer elim den
Rüyada çıkılan metafizik yolculukların son halkalarından biri olan İtalyan Dante’nin yolculuğu, İranlı Ardâvîrâfın yolculuğu na en yakın olan ve en çok benzeyenidir. Dante’nin ilahi Ko medya’da anlattıklarıyla Ardâvîrâfın Ardâvîrâfnâme'de aktar dıkları arasında çok yakın benzerlikler vardır. Her iki kitaptaki anlatımlar özellikle bazı
Çıkarılan fosillerin birbirleriyle ilişkileri ve evrimsel analizi uzmanlar tarafından yapılır ve makalelerle ilan edilir. Uzman olmayan gözlerin fosilleri analiz edip sınıflandırması mümkün değildir. Üstelik sadece fosillere bakarak evrimi yargılama da hatadır; zira fosiller olmaksızın da evrimin gerçekliğini anlayabileceğimiz sayısız yöntem vardır (moleküler kanıtlar başta olmak üzere). Günümüzde toplamda 250.000 farklı fosil türü bilinmektedir ve en iyimser hesaplara göre bu, tüm fosil türlerinin %0.006'sı (yüz binde 6’sı) kadardır. Bunun sebebi, fosilleşmenin çok zor bir süreç olmasıdır. 1999 yılında yayımlanmış ve birçok farklı fosilleşme istatistiğini analiz eden bir makalede, tüm türlerin sadece %25-30 arasına ait bireylerin fosilleştiği belirtilmektedir. Eğer ki omurgalı hayvanlar dikkate alınacak olursa, bugüne kadar yaşamış olan omurgalıların %85-97 arasının asla fosilleşmeyeceği öngörülmektedir. Bu sayılar gerçekten baş döndürücüdür. Üstelik bu az sayıda fosilleşmiş türlerin ve bireylerin de çok çok küçük bir miktarı bilim insanları tarafından keşfedilebilmektedir.
İtikad esasları bir bütündür, bölünme ve parçalanma, tecezzî kabul etmez. Biri olmazsa diğerleri de mevcut olmaz. Bu esaslar ya toptan kabul edilir, ya da biri dahi inkâr edilmiş olsa, toptan reddedilmiş olur. Bir kısmını kabul etmek, bir kısmını reddetmek İslâm'ın bütünlüğünü bozmak, dinî tahrif etmek anlamına gelir; Allah'a inanıp da peygamberine inanmayan kişi İslâm dairesinde değildir. İslâm'ın her şeyini kabul eden ama temel inanç veya ibadetlerden birini veya birkaçını kabul etmeyen kişi İslâm dairesinden uzak bir yerde durmuş olacaktır. Böyle bir itikadî hükme sahip olmamak küfrü gerektirir. Kur'ân-ı Kerîm'de yahudilere hitaben,
"Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz! Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında rüsvalık, kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir" (Bakara 2/85) denilmek suretiyle itikadda bölünmeye yer olmadığına dikkat çekilmiştir. İslâm her şeyiyle bir bütündür.