Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Heybeliada Ruhban Okulunun Kapatılması
127 yıl boyunca Fener Rum Patrikhanesi'nin kendisine tahsis ettiği ödenekle yaşatılan Heybeliada Ruhban Okulu, "Özel Okulların Devletleştirilmesi" şeklinde görülen uygulama hakkındaki Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 1971 tarihli ve 1971-3 sayılı kararından sonra kapanmıştır. Bu karardan sonra Heybeliada Ruhban Okulu da yüksekokul durumunda değerlendirilerek, okulun varlığının sürdürebilmesinin ancak Türk üniversitelerinden birisine veya bir ilahiyat fakültesine bağlanarak mümkün olabileceği belirtilmiştir. Ancak Patrikhane yetkilileri bu şartı kabul etmemişlerdir. Çünkü onlar, Heybeliada Ruhban Okulunun özerk bir statüde, yalnızca Patrikhane'ye bağlı, devletin denetiminde olmayan "Uluslararası Patrikhane Özel Yüksekokulu" olmasını istemektedirler. Bunun üzerine kapatılma kararı İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün 12 Ağustos 1971 gün ve 101787 sayılı gizli yazısıyla; "Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 1971 tarihli kararı ve 26 Mart 1971 tarihli gerekçesi muvacehesinde okulunuzun, bu kararın kapsamına girer durumunda olduğundan diğer yüksekokullar gibi özel bir yüksekokul mahiyetinde bulunan Teoloji bölümünün 9 Temmuz 1971 tarihinden itibaren hiçbir hukuki varlığı kalmamıştır." denilerek hukuki durum Heybeliada Ruhban Okulu Müdürlüğüne bildirilmiştir.
Yoksa...
Tarih: 26 Şubat 1954 Recep Tayyip de doğdu! Ahmet Erdoğan'ın dini nikâhla yaptığı ikinci evliliğinin tarihini tekrar anımsatayım: 6 Mayıs 1953. Evlilik ile Recep Tayyip'in doğumu arasında, 9 ay 20 gün süre var. Nasıl denk getirmişler!
Pdf, KırmızıkediKitabı yarım bıraktı
Reklam
Vakit ceza vakti, Tann'nın öfkesini gösterdiği gün. Aklıma Yeremya'nın 5. bölümündeki 9. ayetten şu sözler geliyor: "Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı? diyor Rab, böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?"
Cami Bey de çok üzgün görünüyordu. Çok güzel, genç bir karısı, en büyüğü 15 yaşında, en küçüğü 9 aylık olmak üzere beş çocuğu vardı. Onları bir hafta geçindirecek kadar bile parası yoktu. Hemen o gün, bir dosttan borç almaya karar verdik. Başını iki elleri arasına alıp sıkışını hiç unutmam. Ben, Rıfkı Bey’i köşe başında buldum. Osmanbey’e kadar yürüdük. Zenci bir arabacının arabasına binmeye karar verdik. Fakat arabaya binerken iki üniformalı İngiliz polisi ile bir sivil memurun arabaya binenleri gözden geçirdiğine dikkat ettik. Arabanın önünde durarak konuştuk. Ben diyordum ki: — Ben, buraya bugün Efendi Hazretleri’ni görmeye geldim. O da cevap veriyordu: — Ben de inşaallah yakında kendilerini ziyarete gideceğim. Ben arabaya yalnız bindim. O, yerden alaturka bir temenna100 verip ayrıldı. Arabacıya beni Köprü’ye101 götürmesini söyledim. Her hâlde, Mahmure Abla’ya gidinceye kadar belki üç defa araba değiştirecektim. Zencinin garip bir surette bana baktığını ve Beyoğlu’nda lüzumundan fazla ağır gittiğini hissettim. Belki beni İngiliz polisine teslim edip etmeyeceğini düşünüyordu. İlân edilmiş olmamakla beraber, beni haber verenlere 500 veya 1000 İngiliz lirası verileceği söylentilerini duymuştum. Bu para, bu zavallı için oldukça mühim idi.
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Said Nursi'nin medrese hayatı
Ciddi bir şevk ile tahsili gözüne aldı ve bu niyetle nahiyeleri İsparit Ocağı dahilinde bulunan Tağ Köyünde Molla Mehmed Emin Efendi'nin medresesine gitti fakat fazla duramadı. Hâle-i fitriyeleri icabı, daima izzetini koruması ve hatta amirâne söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebeb oldu. Tekrar
Sayfa 28 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
16 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in işgalinden bir gün sonra, yani Mayıs’ın 16. günü Anadolu’ya hareket etti. Bu tarih, Millî Mücadele’de bir dönüm noktasıdır. Padişah ve Damat Ferit, onu Doğu’yu yatıştırmak için göndermişti. Görünüşte hükûmetin emrini kabul etmiş gibi davranırken, gizliden gizliye Ali Fuad Paşa (Ankara’da On İkinci Ordu Kumandanı),
Otto Rank, bir insanın başına gelebilecek en büyük travmanın doğmak olduğunu söyler. İşkenceleri, tecavüzleri bilen insanlar olarak bunun abartılı bir yorum olduğunu söyleyebiliriz elbette ama çok haksız da sayılmaz Rank. 9 ay boyunca mutlak bir güven ve emniyet duygusuyla yaşadığımız, beslenmeyle ilgili en ufak bir sıkıntımızın olmadığı sıcacık
Sayfa 115
Size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir. 8. Yıldızlar silinip süpürüldüğünde, 9. Gök yarıldığında, 10. Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda, 11. Resuller vakte bağlandığında, 12. Hangi gün için vakte bağlandılar? 13. Ayrım ve hüküm günü için.
Ki o gün şiddetle sarsacak olan saracaktır. 7. Onu, ardısıra gelen izleyecektir. 8. Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir. 9. Onların gözleri yerlere eğilecektir.
Reklam
"Sevgili Eren Aymaz, yüzlerce yarışmacı adayı ile birlikte ilk elemeye katılmaya hak kazandınız. 9 Ekim günü saat 16.00'da aşağıdaki adreste olmanız halinde ilk elemeye katılabilirsiniz. Bol şans." "9 Ekim...' dedi kendi kendine. Takvime baktı, bugün 3 Ekim'di. ilk eleme tam 6 gün sonraydı. Emin miydi, bunu yapacak mıydı, yapmalı mıydı? Yaptı. Tam 6 gün sonra eline tutuşturulan kağıtta sıra numarası yazıyordu.
5.cilt
1210. Talha İbni Ubeydullah radıyallâhu anh şöyle dedi: Uzaktan sesini duyup ne dediğini anlayamadığımız saçı başı dağınık Necidli bir adam Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in huzuruna geldi.  Resûlullah'a yaklaştı. Bir de baktık ki, İslâm'ın ne olduğunu soruyor. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem: -
Muhammed bin Alkami (Rahimehullah)den rivayet edildi ki : Müminlerden dokuz kimseye kabir suali sorulmaz: 1. Cuma günü veya gecesi ölene 2. Her gece Mülk suresini okuyana 3. Ölüm hastalığında İhlas suresini okuyana 4. Şehide 5. Düşman karşısında nöbet beklerken ölene 6. Salgın hastalıklardan ölene 7. Peygamberler ve sıddıklara 8. Buluğa ermeden ölen çocuğa 9. Veba, kolera gibi bulaşıcı hastalıktan ölene
Boğa piyasalarında hiç kimse nakit tutmak istemez. Her­kes değeri hayli yükselmekte olan varlıklara sahip olmanın peşindedir. Boğa piyasası sırasında nakit tutarken muhafa­zakar görünürsünüz ve öyle hissedersiniz; çünkü iyi kağıtlara sahip olmamakla ne kadar çok getiriden vazgeçtiğinizin gayet farkındasınızdır. Diyelim ki nakit yüzde 1 kazanıyor ve hisse senetleri yılda yüzde 10 getiri sağlıyor. Aradaki bu yüzde 9'luk fark, sizi her gün kemirir. Ancak elinizdeki nakit, bir ayı piyasası sırasında hissele­rinizi satmak zorunda kalmanızı engelliyorsa, o nakitten ka­ zandığınız gerçek getiri yılda yüzde 1 değildir; bunun katları olabilir, çünkü yaşam boyu getiriler açısından düşündüğü­nüzde, çaresizlik içinde yapılacak zamansız bir hisse senedi satışını önlemek, düzinelerce "büyük kazananı" seçmekten daha fazlasını getirir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.