Yedi
Yasa TBMM'nde görüşülürken kürsüye ilk çıkan Kütahya Milletvekili Naşit Hakkı Uluğ sözlerine şöyle başladı: "Yurdumuza ülkümüzdeki şekli verecek, bugünkü bakir varlık üzerinde hür, zengin
Üç
“Söyle Nuri söyle! Niçin kendini benden saklıyorsun? Niçin hakikati benden gizliyorsun. Ben seni tanımıyor muyum sanıyorsun? Sivas'ta Koçkiri olayını tertibin ve oynadığın roller esnasında ben
Reklam
Birinci Gazze Savunması
Birinci Gazze savunması, Osmanlı kahramanlık tarihinde pek müstesna bir mevki tutacak bir hadisedir. İşte bir avuç kahramanın o günkü sebatıdır ki, İngilizleri bu hat üzerinde 27 Mart 1917 den teşrinisani-kasım-1917'ye kadar sekiz ay durdurmaya ve bu cephede 9 piyade ve birçok Süvari Fırkası ile 2 hecin süvari Fırkası sevkine mecbur etmiştir.
Sayfa 205 - Parola Yayınları·Kitabı okudu
Atatürk, yalnızca Kurtuluş Savaşı günlerinde değil, daha 1916'da, Osmanlıca'nın kaypak, bulanık yapısından yakınıp tuttuğu günlüğe şöyle yazmıştır: "7 Teşrinisani 1332 Pazartesi (20 Kasım 1916) (…) Emirlerde "maksad"ın suret-i tebliği anlaşılmamıştır… "Gaye" ile "maksad" karıştırılıyor!… Bir de icra kumandanı, akıl kumandanı olacak!…" Atatürk, yakınında yer alan ve çok iyi Osmanlıca bilen icra kumandanına "gaye" ile "maksad"ı birbirine karıştırdığından dolayı işte böyle kızıyor. Onun günlüğünden bir aktarma daha yapalım: "9 Teşrinisani 1332 Çarşamba (22 Kasım 1916) (…) Talimnameden "marş"ı kaldırıp "yürü!" demeliyiz. Atatürk 1916'da Fransızca kökenli "marş" sözcüğünün kaldırılmasını, yerine Türkçe kökenli "Yürü!" sözcüğünün konulmasını önermiştir. Sanırım aktardığım bu küçük örnekler, Osmanlıcanın Osmanlı aydınları arasındaki iletişimde dahi sorun çıkaracak denli bulanıklaşmış bir dil olduğunu yeterince göstermiştir. Evet, Osmanlıca yalnızca aydın ile halkı birbirinden koparmakla kalmamış, aydın ile aydını da birbirini anlayamaz duruma düşürmüştür. Bu savımı Namık Kemal'in şu sözleriyle kanıtlayabilirim: "Bir günlük gazeteyi anlayabilmek için dahi seksen kere sözlüğe bakar olduk!"
Sayfa 252 - Payel Yayınları·Kitabı okudu
Cemal Paşa'nın Afganistan faaliyetleri Birinci Dünya Savaşı mağlubiyetinden sonra Cemal Paşa, 1920 yılı Mayıs ayının son günlerinde Moskova'ya gelmiş ve Sovyet Rusya Hükümeti'ne gizli
1941 senesi sonlarında muhtelif idâre yerlerinde tabanca, Kur'an ve Türk bayrağı üzerine yemin ederek ve ettirerek ve söz vererek bu ittifaka dahil olanlar: Şef Reha Oğuz Türkkan -o tarihte
Reklam