1996'da yayımlanan Şişman ve Acımasız kitabının bildirdiğine göre Amerikan ekonomisi 1960'larda dev oranlarda büyümüş olmasına rağmen, gerçek tüketici çalışan sınıfın ücretleri 30 yıldır hiç artmamıştı. 1980'ler ve 90'lardaki ekonomik yükselişler sırasında, satın alma gücü nüfusun %20'si için inanılmaz oranda artarken geri kalan %80'inin satın alma oranı %13 düşmüştü. Enflasyon hesaba katıldıktan sonra çalışan bir çiftin 1995'teki satın alma gücü, bekâr bir işçinin 1905'teki alım gücünden sadece %8 daha fazlaydı. Yoğun zorunlu okul öğretimiyle geçen doksan yılı aşkın sürede ortaya çıkan genel refahtaki bu aşırı düşüş anne babanın ikisini de evden işe sürdü ve onların çocuklarını gündüz bakım evlerinin ve uzatılmış okul çağının oluşturduğu sisteme teslim etmelerine yol açtı. Bir yüzyıl önce, refahın dengesiz dağılımına okulların en büyük çare olduğuna dair nutuklar atılırken tam tersi olmuştu. Zenginlik yüzyılın başına kıyasla şimdi %250 oranında daha az sayıda kişinin ellerinde toplanmıştı.
Kendimi belirli kalıpların içine sokmayı hiç istemediğim için her türden, her düşünceden kitaplar okumayı sevmişimdir hep.
Reklam
Özdemir Asaf
“Unutmayın, baharda kışı, kışın da baharı özler insan. Ne uzaksa onu özler. Kavuşmak şart mı? Boş ver... Bazı şeyler yokken güzel.”
Sahi bizler yetinmeyi de bilirdik, yitirmeyi de.
Saklambaç oyununu en iyi biz oynardık. O sokak senin, bu ağaç benim; saklanırdık bütün kötülerden ve kötülüklerden.
"Senli günlerimin birkaç dakikasını, Eski bir sandığa saklamalıydım hâlbuki. Asma kilit vurmalıydım üstüne. Çıkarıp okşamalıydım saçlarını, sensizlik günlerimde. Yanağından öpmeli, sonra koklamalıydım. Ah çocukluğum, seni bir kere daha yaşamalı, Tam da bu delirmelik günlerde, seninle olmalıydım..."
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.