“Özür dilerim binbaşım,” dedi. “Bilmem hatırlar mısınız, dört buçuk yıl önce kaleye ilk vardığımda, Binbaşı Matti bana ancak gönüllülerin burada kaldıklarını söylemişti. Gitmek isteyenin, bunu yapmakta tamamen serbest olduğunu belirtmişti. Size bütün bunları anlatmıştım, hatırlıyor musunuz? Matti’ye göre, idari bir gerekçe oluşturması açısından bir doktor raporu edinmem yeterliydi, yalnızca bu durumun albayın pek hoşuna gitmeyeceğini söylemişti.”
“Evet hayal meyal hatırlıyorum,” dedi Ortiz belli belirsiz bir sıkıntıyla. “Ama, özür dilerim sevgili Drogo, şimdi ben...” “Yalnızca bir dakikanızı alacağım komutanım... Hatırlarsınız, albayın hoşuna gitmeyecek bir şey yapmamak için burada dört ay kalmaya rıza göstermiştim. Ama, eğer isteseydim gidebilirdim, öyle değil mi?”
“Anlıyorum, sevgili Drogo,” dedi Ortiz, “ama bu durumda olan tek siz değilsiniz”.
“Öyleyse,” diye sözünü kesti Giovanni, “öyleyse bütün bunlar hikâyeydi değil mi? Yani, istediğim takdirde gidebileceğim doğru değildi. Bu, sadece benim rahat durmam için bir yutturmacaydı”.