Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum.
Bir deniz kenarı mı olur,
Bir dağ başı mı olur,
Kaçsak bu kalabalıktan.
Bir yer bulsak kendimize,
Düzenli yaşamalardan uzakta.
Bir yanımızda şehrin ışıkları,
Bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar,
Orada hiç düşünmesek yarını.
Sonra unutsak sıkıntısını günlerin.
Gecenin karanlığını.
Sonra bıraksak kendimizi sevgiye erdemliğe mutluluğa.
Her nefes alışta duysak yaşadığımızı.
Sonra kaybolsak bu özgürlükte...
Neden yaftalanır ki insan? Neden bir kalıba sokulmak istenir? Beşeriz, kusursuz değiliz hiçbirimiz..Kendince yararlı ve keyifli bulduğu şeyleri yapan insanı niye yargılar dururuz? Profilindeki fotoğraftan, yaptığı yorumlara kadar niye küstahça mesajlarla rahatsız edilir ki insan? Herkes temelde kendi öz yaşamından sorumlu değil mi? Tabiatım ve mesleğim gereği insana değer veren biri olmama rağmen şu platformda ciddi yorgunlukla ve çirkin ithamlarla sınandım. Muhtemel ki bunun kadını erkeği yok, pek çoğunuz yaşadınız. İlk ve son kez açıklama gereği duyarak yazacağım şudur ki; kimseden üstün değilim, kimseyle yarış içinde değilimve hiçbir menfi arayışın içinde (ahlaksız menfaatler de dahil) değilim. Maksadım geliştiğim ilgi ve bilgilerle, yaşam boyu eğitim bakış açısıyla karşılıklı, birlikte ilerleme sağlayabilmek. Meselenin özü kibarlık da iyi niyet de hala beş para etmeyen şeyler olmaya devam ediyor. Fakat benim kendime saygım da "birilerine" benzemeyi kabul etmiyor. Bu düsturla dikkate alınmak isterim. Kadın- erkek diye ayırmadansadece dinginlik ve saygı rica ediyorum.
Bugün 3. sınıfların dersine girdim. Teknoloji üzerine konuşuyorduk. Bir öğrenci "Gözlerim olmazsa hayatım zorlaşır o zaman gözlerim teknoloji ürünü müdür?" 😀diye sordu. Teknoloji ürünü olabilmesi için insan yapımı olmalı dedim. Bizi de anne ve babamız yaptı öğretmenim dedi 😂 Bir anda ne kadar sığ düşündüğümü farkettim. Bir ışık yandı 💥💫9 yaşında bir çocuk insana yüklediğim anlamı sorgulattı. Sadece ampirik bilgiye inandığımı düşünürdüm. Kendimi bile tanımadığımı anladım