Bugün sohbet anlatmam gerekiyor. İlk kez.
9 yıldır hayalimdir.
Çok güzel anlatan bir sohbet hocası olup Allah'ın müsaadesi ile insanları güzel şeylere teşvik etmek istiyorum. Bunun için diksiyonumu düzeltmeye gayret ettim, kendime kattığım tek ve güzel şey bu galiba.
Herkes cehennemi ve cezaları anlatıyor, ben cenneti ve nimetlerini, en güzel nimetinin Efendimiz ص olduğunu anlatmaya karar kıldım.
Hz. Musa'nın duası ile, "Ya Rabbi, dilimdeki bağı çöz ki seni daha güzel anlatabileyim."
Amin. 🤲🏻🌸
Yataklarımızda ölmek de iyidir
temiz bir yastıkta
ve arkadaşlarımızın arasında.
Bir kez olsun
ellerimiz göğsümüze kapanmış,
boş ve solgun,
çiziksiz, zincirsiz, bantsız
ve belgesiz ölmek iyidir.
Temiz bir ölümle ölmek iyidir,
gömleğimizde deliksiz
ve kaburgalarımızda delilsiz.
Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla,
ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında,
çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda,
arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan,
tarihe aldırmadan,
dünyayı öylece bırakarak,
bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak
ölmek iyidir.
1000Kitap'ta takipçi sayısı artan neredeyse her okurun mümkün olan en çok beğeniyi kapmak için aşağıdaki üç yoldan en az birini izlediğini fark ettim:
1. Bir cümleden uzun paylaşımları okumaya üşenen ve okusa bile anlamayan okurlar tarafından beğenilmek için ''bir söz bir görsel'' tarzını benimsemek
2. Türkleşerek Mustafa Kemal Atatürk hakkında paylaşımlar yapmak
3. Müslümanlaşarak İslam hakkında paylaşımlar yapmak
Ayfer Tunç / Kırmızı Azap
Drama bulanmış hayatlara ayna tutan ve sanki yaşam belgeseli izliyormuş gibi hissetmenizi sağlayan dokuz hikayeden oluşuyor kitabımız. Yazardan okuduğum dördüncü kitap. Acı gerçekleri ve hayatın olumsuz duygularını o kadar ustaca kaleme alıyor ki tüm karamsarlıklara rağmen okurken keyif alabiliyorsunuz.
Yalnızlığı, sevgisizliği, kaybetme korkusunu, karşılıksız aşkı ve istismarı yürekten hissederek okuyorsunuz. Eşinizle, komşunuzla ya da arkadaşınızla yaşayabileceğiniz sıradan gibi gözüken olayların derine inildikçe ne büyük sorunlara ve davranışlara yol açtığını görmek okurken sorgulamanıza da neden oluyor. Her şeyin fazlasının zarar vermesi ve sağlıklı iletişim kurulamaması, derin bir mutsuzluğa sebep olduğu gibi beraberinde ya bencilliği ya da suçlamayı getiriyor.
Evli ve iki çocuk sahibi bir adamın dükkan komşusunun anlattığı kadın hikayelerinden etkilenip kendi hikayesini yazmaya karar vermesiyle, yaptıklarını ve yok saydığı bir kalbe yaşattıklarını şok içinde okudum. Hangisi daha suçlu ya da ortada bir suç var mı halen karar veremedim. Babası sevgi göstermiyor diye giden annenin arkasından, yıllar sonra sevgiyi karısında bulan bir adamın onun yanından bir saniye bile ayrılmadan onu sevgiye boğmasının ironisi; dengenin önemini anlamak adına çarpıcı bir hikayeydi. Fehime ile Tahir; boğazımda bir düğüm ve yüreğimde acıyla zorlukla bitirdiğim bir hikaye oldu.
Bazı hikayeler çok net anlaşılırken bazılarının sonu bende soru işaretlerine sebep oldu. Yazarın yirmi beş yıllık birikiminin en önemli köşe taşlarından biriymiş Kırmızı Azap.
Keyifli okumalar…
Kırmızı AzapAyfer Tunç · Can Yayınları · 2021865 okunma