Jane Eyre, Charlotte Bronte’nin ilk kitabı olup aynı zamanda en çok ses getiren yapıtıdır. Genel hatlarıyla kitap; muhafazakar toplum yapısını, din baskısını, sınıf ayrımlarının doğurduğu çatışmaları ve erk egemenliği gibi konulara ışık tutmaktadır.  İngiltere’nin Victoria döneminde kadın yazarlara saygı duyulmadığı ve eserlerine rağbet gösterilmediği için yazar kitabını erkek ismiyle yayınlanmıştır.(Currer Bell)
Yazar, kahramanını “hak ve özgürlükleri için mücadele eden bir kadın figürü” olarak okuyucuya entegre etmiştir. Bu bakımından kitap kadın hak ve özgürlüklerini savunan ilk romanlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Küçük yaşta öksüz kalan Jane Eyre’nin bakımını vasisi olarak yengesi üstelenmiştir. Lakin yengesi onu hiç sevmemektedir ve bunun üzerine onu yatılı bir okula göndermiştir. Bu kurumda çok katı normlarla büyütülmüş olup en sonunda zengin bir ailenin yanında mürebbiye olarak iş bulmuştur. Jane Eyre bu sırada malikanenin sahibi olan Mr. Rochester’a aşık olmuştur. Bu aşk beraberinde bir sürü felaketi de getirmiştir.İşte roman Jane Eyre’nin bu güç serüveninde yaşadıklarına, çektiği acılara ve mutlu sona odaklanır.
Kitabı okurken bana vermiş olduğu hazzın ve aynı zamanda üzerimde yarattığı infialin tanımı olmasa gerek...Karakterlerin ben de vücut bulmuş halidir Jane Eyre....O hiç bitmeyecek bir kitap...Tüm uzuvlarımda hissedecek ve yaşayacağım Jane Eyre’yi... Bu kitabı okumayanlar şüphesiz çok şey kaybedecektir!!