Odanın alacakaranlığında, çaldığım şarkıda, yüreğimde, her yerde onun varlığını hissediyordum. Göremediğim her bakışı, her kımıldanışı tüm varlığımda yankılanıyordu.
Neden erkek ve kadın olarak yaratıldığımız ve birbirimize gerçekten ihtiyacımız olduğunu, birbirimizi sevmek ve saygı duymakla da bu dünyanın çok güzel olacağını anlamakta zorluk çekeriz ki?...
İnsan iki kez doğabilir mi?
ömrünü, bedenini, benliğini avucuna alan tüm güçleri aşıp kendine bir beden, bir benlik yaratabilir mi? bu bedenin, bu benliğin de ötesine geçebilir mi?"
İşte kitap tam olarak bunu anlatıyor. kendini var etme savaşını ve kendinden çok toplum ile olan savaşını. doğumu, yaşamı ve ölümü...kitapta anlatılan sevgisizlik, şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve olayların yakın coğrafyada meydana gelmesi...
"erkekler kadının değerini bilemez firdevs, kendi değerini belirleyen kadındır."
Firdevs küçük yaşta ailesini kaybettikten sonra açlık ve tecavüzle tanışır, sonunda bir fahişe olarak yaşamaya devam eder, olaylar geliştikçe kıskaca girer ve kendisini sonunda bir cezaevinde idam mahkûmu olarak bulur. Çaresiz, umutsuz, ölümle yaşam arasında bir noktada.
Zaman içerisinde travmanızın asıl sebebiyle bağınız kopar, nedeninin köklerini unutursunuz. Ama bir gün bütün öfke ve acı, bir ejderhanın midesinden fışkıran alev misali tekrar ortaya çıkar ve elinize bir tüfek alırsınız. O öfkeyi artık ölmüş ve unutulmuş babanız üzerinden değil, kocanızdan, hayatınızda babanızın yerine geçmiş olan adamdan, sizi seven ve yatağınızı paylaşan adamdan çıkarırsınız. Onu başından beş kez vurursunuz, muhtemelen neden olduğunu bile bilmeden.
Bugün beni çok şaşırtan ve sinirlendiren bir olay oldu. Tasarımı çok güzel bir düğün davetiyesi gelmiş. Heyecanla açtım, acaba kim evleniyor diye. Çok güzel dini bir söz yazılmış.
Ey Yâr…! Duâ Gibisin Gönlümde. Bilirim, “Besmelesiz” Seversem Eğer Seni, Kabul Olmazsın. O Zaman Şahit Ol Dediğime; Seni İki Cihânda da Sevmeye “Bismillahirrahmanirrahim”
Altına damadın adı, lakin kadının adı yerine "zevcesi hanımınefendi" denilmiş. Hemen sonra anne babalarının adlarına baktım. Anne adları da yok. Sanırım düğün sahipleri sadece erkekler. Burada amaç nedir? Kadına değer vermek mi, değersizleştirmek mi?
Kadınların sesini kısmaya kalkıştınız, şimdi sıra kadının adını kaldırmaya mı geldi?
Burada da bu kafa yapısında olan çok şahıs var, kötü bir fikir vermiş oldum ellerine, ama bu saçmalığı paylaşmak istedim.