Bu eserin, yazarının alanına olan hayranlığını ve sevgisini ona edebi dokunuşlarla aktarmayı başardığı; sanattan, tarihten ve mitolojiden yararlanarak konuyu yapmacıksız bir üslupla okuyucuya sunduğu şirin bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kitapta insan vücudunun her bir parçasının yer almıyor oluşunun yanında ele alınan parçaların da ayrıntılı anlatımının yapılmadığı görülüyor.
Yazar, meslek deneyimlerinden yola çıkarak bizlere bazı alanlarda bazı bilgileri vermekle yetinmiş, ki bunu anlayışla karşılamamız gerekiyor.
Zira kitabın, insan vücudunun tümünün ayrıntılı bir dökümü olması onu böyle, şimdiki şeklinde, bir eser olmaktan alıkoyardı fikrimce.
Bir anatomi kitabı değil, sanatla ve tarihle harmanlanmış ince ama farkındalık kazandırıcı bir kitap okuduğumuzu unutmamak lazım.
Çoğu zaman içinde bulunduğumuz gerçeklikten farklı boyutta duruyormuşçasına algılanan bilgiyi, yaşanmışlıklar ekseninde okuyucuya sunarak aslında çok güzel bir şey yapmış yazar;
Duygulardan bağımsız, yaşamla bütünleşik olmayan hiçbir bilginin olmadığını hatırlatmış bizlere bir nevi.
Herkese keyifli okumalar diliyorum.
İnsan teki adına, insan tekinin gerçek-özgür- birey kimliği adına büyük kaygı ve ütopyaları olan bir insan, dünyanın neresinde olursa olsun elbette muhalif ve mutsuz olacaktır. Çünkü attığı her adımda bu ütopyayı kirletecek binlerce pislikle karşılaşacaktır.
Şiir; telaşın, karmaşanın, uğultunun ardındaki dinginliği duyabilme yetisi olduğu kadar, bir avuç kumda dip fırtınalarını, derinlere inen balığın sesini, bir yaprakta büyüyen güzü duyma sanatıdır aynı zamanda.
(İNCELEME SPOILER İÇERİYOR)
İnsanın değerinin pragmatist bir yaklaşımla belirlendiğini anlatan çok güzel bir eser.
Günümüzde de kendini fazlasıyla hissettiren çıkar odaklı insan ilişkilerine ustalıklı bir somutlaştırma...
''Öteki''nin kriterlerinden biri üzerinde duruluyor kitapta: İş görürlüğün kaybedilmesi.
Farklı düşünüşlerle konuyu daha da