İslam'ın hayat anlayışı beden ve ruhun işbirliği esasına dayandığı için, dinle siyaset, cami ile kışla arasında çok sıkı bir bağın kurulmuş olması normaldir.
Haram kılınan şey veya fiil, kendisinde bulunan, hiç ayrılmayan bir zarar, kötülük ve pislik sebebiyle haram kılınmış ise buna "li-aynihî haram" denir. Kendi tabiat ve vasfından değil de kazanma şekli ve yolu gibi dıştan bir sebeple haram ise "li-gayrihî haram" denir. Domuz ve şarap birincisine, çalınmış ekmek, gasbedilmiş para ikincisine örnektir.
Mekrûhu haramdan ayıran ölçü hanefilere göre delilin haramda kat'î (kesin), mekruhta zannî olmasıdır. Diğer müctehidlere göre yasaklama iradesinin mekruhta sert ve kesin olmaması, haramda ise sert ve kesin olmasıdır.
Bunların ikisinin de yapılmaması Şârî tarafından istenmiştir. Ancak mekruhta kesinlik yoktur, haramda ise kesinlik vardır; haram ve mekruh işleyen dünyada kınanır, bazı cezalara müstehak olur, ahirette ise azâba uğrar.
İmam Muhammed'e göre her mekruh haramdır; ancak delili kat'i olmadığı için bu imam "mekruh" tabirini kullanmıştır. Ebu Hanife ve Ebû Yûsüf'e göre ise mekruh haram değil, harama yakındır. (Bak. Fethü'l-Kadir, Mısır, 1318. C. VIII, s. 80)
Helâl, yasak olmayan, serbest sâhayı ifade eder; bunun tabanında "yapana sevap, yapmayana günah olmayan" mübah vardır, sonra sırasıyla müstehab, vâcib, farz gelir. Helâl, mübahın sınırında son bulur. Bundan sonra mekruh ve haram vardır.
Zekât ka'i delillerle sabit olmuş muhkem bir farizadır. Zekâtın farz olduktan sonra derhal ödenmesi vaciptir. Bu açıdan farz olduktan sonra hemen ödenmeli ve sonraki seneye bırakmamalıdır. Eğer ödemez de üzerinden iki sene geçerse kötü bir davranış yapmış ve günahkâr olmuş olur.
Zekatını tehir edenin şahitliği kabul edilmez. Haskefi, ed-Durru'l-muhtâr, s. 128
Zekât olarak verilen miktar belirlenip ayrıldıktan sonra zayi olsa zekât sorumluluğu yerine getirilmiş olmaz, aksine sorumluluğun düşmesi için fakirlere ayrı bir malın zekât olarak verilmesi gerekir.
Sayfa 275 - Zekâtın Edasının Sahih Olmasının ŞartlarıKitabı okudu
Verilen zekâtın ödenmiş olarak kabul edilmesi için hükmen de olsa zekât verildiği anda niyet edilmesi veya zekât olarak verilecek malın tamamının veya bir kısmının zekât olarak tahsis edilip ayrılması veyahut malın tamamının sadaka olarak verilmesi gerekir.
Sayfa 275 - Zekâtın Edasının Sahih Olmasının ŞartlarıKitabı okudu
Kişi, ticaret malına sahipse buna zekâtın farz olması için onları ticaret yapmak üzere elinde tuttuğuna dair açıkça veya dolaylı olarak niyet etmesi gerekmektedir.
1) Senenin hem başında hem de sonunda kişinin mülkiyetinde nisâb miktarı mal olması.
2) Kişinin sahip olduğu malın ya para veyahut ticaret için tutulan mal olması gerekmektedir.
Sayfa 274 - Zekatla ilgili diğer şartlar.Kitabı okudu
Yasaklar menfi (yapılmaması istenen) mükellefiyetlerdir. Mükellefiyetler ise gökler, düzlükler ve dağların yüklenemediği, insan denilen "kemâle namzet" müstesnâ varlığın boyuna göre biçilmiş "emânet"lerdir. Bu "emânet" mükellefiyetler, dıştaki kirleri, pasları silerek cevheri ortaya çıkaran, kimin neye lâyık olduğunu meydana koyan imtihan ve deneme vasıtalarıdır.