İsrailoğulları, kötülük yapanları ilk zamanlarda uyarıyordu.Zaman geçtikce uyarmaktan vazgeçtiler.Bir adamı kötülük yaptıkları halde, menfaatleri icabı beraber yiyip içebilmek, beraber olabilmek için ikaz etmeyi bıraktılar.İşte o zaman allah onların kalplerini birbirine benzetti .Peygamberimiz şöyle buyurdu ya siz iyiligi emreder kötülüğü yasaklar zulme engel olursunuz ya da allah sizin de kalplerinizi birbirine benzetir.
Sonuç itibarıyla, modern insan, kendisinin de yaratılmış olduğunu unutup yaratıcı rolüne soyunması, doymak bilmez aç gözlülüğü, son derece megaloman kişilik özelliğiyle parçası olduğu doğaya, doğanın doğal akışına müdahale etmiş ve hem kendisini ve hem de doğayı hızla tahrip eden bir süreci başlatmış bulunuyor
Nietzsche, bu çılgınlığın suç ortağı olmamak gerektigini, yapılması gerekenin onlara faturayı uzatmak olduğunu söyler.Çünkü artık insan olmanın değil, vida olmanın ederi vardır ve zenginlik gibi bir dışsal amaç için insanın değeri harcanmaktadır.
Bir bedahet şivesiyle kavrıyoruz ki, “insan konuşan hayvandır” derken, onu hayvaniyet mertebesinden ayırıcı hususiyet kelâmdır ve bu hususiyetle muhatap olduğu imân teklifine nazaran takındığı tavırla hayvanın üstünde veya altında yer alır.
“Zulmeder, kötülük eder, insanı aşağılar, hak yer, insanı öldürür, yalan söyler, tüm kötülükler ona mahsustur. Dünyaya gelmiş hiçbir yaratık insan kadar birbirine ve de dünyadaki öteki yaratıklara kötülük düşünemez ve de iyilik.”
Bu dünyada insanın kötüsü her zaman insanlara kötülük düşünür, kötülük yapabilir. Kurdukları tuzaklar etkili olur. Bugünkü dünya toprağı kötü insanların ektiği acıların, alçaklığın, aşağılığın bitmesine, gelişmesine elverişli topraktır.
Hangi olayın bir terör eylemi, hangi olayın ise meşru bir direniş olduğu konusunda değişen kanaatlere sahip olursunuz. Çoğunlukla kendinizi ister istemez bir tarafa daha yakın hisseder ve konumlanmanıza göre size çok ters gelecek bir eylemi bile haklı bi nedene bağlamaya çalışırsınız.