"İnsanları her şeyden yoksun bırakmadığınız ölçüde güçlüsünüz. Her şeyden yoksun bıraktığınız biri, sizin sultanızdan çıkmış, yeniden özgürlüğüne kavuşmuştur."
Soljenitsin İlk Çember
İnsanlar çok umarsız, çok yalnız. Anlamsız, anlamı olmayan ölüm karşısında büsbütün yalnız kalıyorlar Öyle bir korkunç boşlukta yalnızlar ki, tutunacak herhangi bişey arıyorlar, ne olursa olsun. İnsanların toplumsal yaratık olmaları işte bundan, umarsızıklarından, yalnızlıklarından ve anlamsız ölümün korkusundan birbirlerine sokulup tutunuyorlar
Bu korku karşısındaki korkunç umarsızlık, yaşamı saçma kılıyor, bütün yaşam bütün varlık herşey saçma oluyor
Ravel'i çok seviyorum
Maurice Ravel, 7 Mart 1875 te dogdu
Yılın büyük bölümünü mütevazı Montfort l'Amaury kasabasındakı japon stilinnde döşeli bir salonu ve aynı stilde bır bahçesi olan, içi Louis-Philippe dönemi biblolarla dolu, küçük ama bakımlı evinde geçirdi..
..
Colette'in Kızım İçin Bale kitabından etkilenerek 1925'te L'Enfant et les Sortileges'i besteledi.
İnsanoğlu yapayalnız kalmaya hükümlüdür Çünkü onun duygularını başkası, ençok sevdiği bile duyamaz O da başka insanların duygularını duyamaz Acı da öyle, neşe de öyle. Bir acıyı acının acılığı arttığı oranda yalnız duyarız. Tat da böyle. Coşkularımız da böyle. Demek ki ortaklaşamıyoruz, paylaşamıyoruz. bölüşemiyoruz kendimizi Yalnızlık, insanın kendisini başkalarıyla başkalarını kendisiyle bölüşmemesi, ortaklaşmaması demektir. Bizim coşkularımızda başkaları susuksa, başkalarının acısında biz duyusuzsak, hepimiz yalnızız demektir.
Bize yaşamı bölüşmüşuz gibi gelmesi, başkalarıyla aramızda çok kalın çizgilerde duygu bölüşmesi olduğundandır Örneğin sevdiğimiz, yani yalnızlığımızı giderdiğimiz insanla, güneşin batışı karşısında ya da bir çocuğun taşıt altında ezilerek ölmesinde duygu birliği olabilir Ama bu duygular kalın çizgilidir. Duygular inceldikçe, ayrıntılara indikçe yalnız kalırız ve başkalarını yalnız bırakırız Buna karşın hala birileriyle duygularımızı bölüşüyormuş gibi görünüyorsak, bu gerçekte, karşılıklı olarak birbirimize katlanmamız, dayanmamız demektir. Umarsızlığımızdan, yalnızlıktan kurtulmak için böyle yapıyoruz Butün karıkocalar, bütün arkadaşlar böyledir. Duygu derinleştikçe yalnızız daha çok Ölürken ve ölüm acılarında olduğu gibi