Aylin Balboa..
İlk kez tanıştık Aylin'le.. Aylin demekte sakınca göremeyeceğim kadar sempatik biri.. kitabı henüz bitirmedim bile yarısından sesleniyorum..
Esasen inceleme yazıp, yönlendirme yapacak kadar "iyi bir okuyucu" olduğumu düşünmüyorum (bu kadar yazan varken.. Kendime haksızlık bu:)) fakat belki akışınıza düşer de hakkında tereddütü olanı "okumaya ikna" edebilirim diye yazmak istedim..
Bir ayrılık hikâyesini başında sonuna, aşamalı olarak izler gibi okuyoruz.. sıklıkla gülüyoruz (ki bir takım yerlerde sesli güldüm, bilen bilir.. Gülmeyi ve güldürmeyi severim..) arada bir modumuz düşüyor ama asla sıkılmıyoruz..Ayrılık dediğinin dramatize halini bu denli sıradan okumak özlediğimiz bi şey bence.. ajitasyon yer yer ve fazladan 'sayfa' harcatmıyor' acı desen 'dozunda'..
Biraz bilgi, biraz sokak jargonu, biraz mahalle ağızı.. Olağanüstü akıcı..
Aylin'in kendinden emin ve dik oluşu, okurken bile omuz duruşumuzu değiştiriyor, çeneyi hafif yukarı alıyor..:)
Osman'ı olan bir Aylin olsaydım kesinlikle tam da bu şekliyle, tam da bi ifadelerle bunları yazardım.. Osman'lara yazılabilecek en samimi kitap budur..
Seninle karşılıklı bir kaç kadeh içip OSMANLARA sövelim mi Aylin....?
Ayrıca kitapta sıklıkla "hayranı olduğum KURT VONNEGUT'tan bahsetmesine bayıldım.. Meraklısına önerimdir..