Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Engin

Ahmet Engin
@AhmetEngin
Kitaplarda kendimize rastladığımızı sandığımız yerlerin altını çizeriz. "Denginiz değilim efendim dengesizim."
Küçük umutlardan, büyük hayaller yaratma atolyesinde mutlak işçi.
Kitapçı Çırağı
29 Eylül
48 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
İnsanlar bazen karşılarındakine kalben uzak oldukları için anlamakta güçlük çekerler...
Reklam
...Gerçekten güçlü ve yüce olanların gerçekten zayıf ve küçük olanlar için endişelendiğinin daima göstergesi olacaktı.
"...Neden bir savcının rolünü üstleneyim ki; ben savunmayı tercih ediyorum. İnsanları yargılamaktan değil, anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Geçmişi hatırladığımda o yaşananların gerçek olup olmadıklarına inanmakta güçlük çekiyorum. Bu düşüncesiz ve kaba millettin yaşamında ne kadar çok ve acımasız gadarlıklar vardı. Dolayısıyla bunların çoğunun hafızamdaki izlerini bir türlü silemedim.
Biliyorsun, birini sevmek, başlı başına bir girişim. Güç ister, yürek ister, körlük ister... Hele, ilk başta bir an var ki, uçurumdan atlaması gerekir insanın.
Reklam
Sabahleyin işime gittiğim zaman, önümde, arkamda insanlar görüyorum; Onlarda işlerine gidiriyorlar. Cesaret etsem gülümserim onlara. Sosyalist olduğumu, bu insanları hayatıma amaç edindiğimi, ama onların bunu bilmediklerini düşünürüm. Bu benim için kutsal bir eğlencedir efendim.
Siz geniş görüşlü bir insansınız. Evet ben sosyalistim.
Var olmaktan başka hiçbir şey yok.
Düşüncem, ben demek, işte kendimi bu yüzden durduramıyorum. Varım çünkü, düşünüyorum. Kin ve varolmanın verdiği tiksindi, bunlar kendimi var etmem ve varoluşun içine gömülmem için bir yöntem. Arkamda bir baş dönmesi gibi düşünceler doğruyor, hissediyorum. Kendimi bıraksam, şuraya, karşıya gözlerimin önüne gelenekler. Ve Bende sürekli bırakıyorum kendimi. Düşünce büyüyor, uçsuz bucaksız bir hal alıyor. Her yanımı dolduruyor. Varlığımı yeniliyor.
Edebiyat yapmadan, kelimeleri düşünmeden, aklına ne geliyorsa yazmalı insan.
İnsan yaşadı mı başına hiçbir şey gelmez. Dekorlar değişir, kişiler girer, kişiler çıkar, görüntüler değişir. Yalnız... Başlangıçlar da yoktur; günler anlamsız bir biçimde birbirine eklenir durur. Sonu gelmez, tekdüze bir hesap çizelgesidir bu. İnsan hiçbir zaman, bir kadını, bir dostu, bir kenti bir gez bırakıp gelmez. Yaşamak budur işte. Ama hayatınızı anlatırsanız, her şey değişir. Ne var ki, bu değişikliği kimse fark etmez. Kanıtı da Ancak gerçek hikayelerdir.
Reklam
Bu güneş ve mavi gökyüzü sadece birer aldatlmacaymış. Bu yüzden belki yüzüncü kez yanılıyorum. "Anılarım şeytanın kesesindeki altınlara benziyor." Hani şeytan kesesini altın paralarla dolu olduğunu zannediyormuş da, keseyi açınca ölü yapraklar bulmuş.
Cuma Saat Üç
Kafamın içinde kızgın güneş büyülü cam gibi kayıyor, peşinden mavi bir gök parçası geliyor, birkaç sarsıntıdan sonra durgunlaşıyor. Bu yüzden içim yıldızla kaplanıyor. Kendimi geçmişe doğru kaydırıyorum.
Sayfa 44
Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur.
Nereye gidiyoruz ? Cennet diye bir yer yok mu ? "Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer, bir mekân değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir."
Yaşam bizim için meçhuldür. Bilebildiğimiz tek şey, bu dünyaya yemek ve olabildiğince uzun yaşamak için geldiğimiz...
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.