Serinin ikinci kitabı elem ve kederle dolu olduğundan okumak üzücü olmuştu :( Yüzük Kardeşliği dağılıyor, hepsi başka bir yere savruluyor. Boromir'in olmayışı, Frodo ve Sam'in gidişleri, Merry ve Pippin'in başına gelenler, Gandalf'ın değişimi... İlk kitapta Yüzük Kardeşliği'nin bir araya geleceği kısımları beklemek çok heyecanlıydı hatta okuma hızıma bile yansıyordu. Bu kitaptaysa bir arada olmayışları sürekli ne zaman birbirlerini bulacaklar diye yakınmama sebep oldu. Karakterlerin er geç bir araya geleceklerini bilsem de üzülmeden edemiyorum en çocukça özelliğim herhalde :) İkinci kitap pek tabii kurgu açısından ilkinden daha zengindi. Hiç durağan kısmı yoktu bence. Gandalf zamanında Miğferdibi'ne yardım getirebilecek mi, Frodo ve Sam doğru yolu bulabildiler mi, Aragorn, Legolas ve Gimli buçuklukları nasıl bulacak derken bir Tolkien kitabı daha bitti. Filmlerden gidişatı biliyorum ama film kitapla tıpatıp aynı olacak değil ya, acaba nasıl bir farklılık var diye diye yine heyecanla okundu. Arada Gollum'u boğma isteği uğradı tabii, itiraf etmek gerekirse bazen Frodo'yu da. Kitabın ilk yarısıda ikinci yarısı da çok sürükleyiciydi ama ilk kısım biraz daha ağır bastı benim için. Daha fazla olay barındırdığı için sanırım. Fantastik okumayanlar "Sana ne öğretiyor ki bu? Hiçbir şey" derler ya saçma buldukları kitaplara bakıp. Aslında çok şey öğreniyoruz, güzel şeyler. Gerçek hayatta bile kullanabileceğimiz şeyler. Sam ve Frodo'nun arkadaşlığını okurken bunu fark ediyorum.
Üçüncü kitabı henüz okumadım. Orta Dünya'ya veda etmeyi erteliyorum.