Betül Yılmaz

Sen dünyayı dehşet verici buldun, Bell, çünkü sen ona uydurulmak için gerekli bir eğitimle çarpıtılmadın.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Ulaşılacak bir sonu olan bir yolculuk yapmak iyidir, ama asıl önemli olan yolculuktur.
Sayfa 226Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben incinin içindeki kumu gördüm ya bir sefer, artık kuma bakınca inci görmeyi de öğrendim. Ne zaman sahile insem, milyonlarca inciye basarak yürürüm.
Reklam
Biz kulların hareket sahanlığı yalnızca birer ömürlük sefil dilimlerden ibaretti. Tarihin içindeki kayıp zerreydik, tozduk, kırıntıydık. Acımasız bir sürüklenişte debelenip duruyorduk.
Bazen bu kadar büyümenin haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bir yerde büyümemiz durmalı. Bu kadar olgunlaşmanın kimseye bir faydası olamaz. Çürüme olgunlaşmanın devamıdır...
Yalan söyleme, haklısın ama doğruyu da söyleme. Değmez... İkisinin arasında bir durum daha vardır Ninno. Düşün oğlum düşün...Hem bak yalanı hak etmeyen biri doğruyu hiç haketmez.
İçimde büyüyen bir boşluk vardı. Sanki her şeyin sığabileceği, alabildiğine geniş bir boşluk...Sebebi bu muydu bilmiyorum. İnsanların saatlerce, günlerce ve belki de ömürleri boyunca hazırlandığı, kafa yorduğu, dert edindiği meseleler bana sabun köpüğü gibi uçucu geliyordu. Bunlar bir noktada yer edinip kalamadıkça dolmadı o boşluk. Şimdi söylerken bile" Ne hoş, bundan mı şikayetçisin dediğinizi duyar gibiyim". Oysa karşılaştığınızda beni çarmığa germek için yarışacağınız da biliyorum. Garip olan bu.
Sayfa 181Kitabı okudu
İnsanoğlu karşısındakinden daima fark edilmeyi bekler. Sadece önemsemek değil bu. Yeri geldiğinde eleştirilmek, yargılanmak ve hatta öfke...Bir varlık olarak değerlendirilmek yani. Bu bir acizlik mi? Kesinlikle değil. İnsani bir beklenti.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Kitabın kendi içinde olmayan, ama varlığını ve sürekliliğini kitabın anlattıklarıyla hissettiğim bir şeyin parçasıdır kitap. Dünyanın sessizliğinden ya da gürültüsünden çıkarılmış bir şey belki, ama o suskunluğun da gürültünün de kendisi değil.
Sayfa 167Kitabı okudu
Büyük adamlar, tıpkı büyük çağlar, büyük ülkeler gibi içlerinde neredeyse patlayacak kadar yüklü bir gücü toplayabilmiş olanlardır. Zaman gelince, fırsatlar çıkınca, yeni tarih yapılacağı zaman bu büyük güç harekete geçirdiği büyük adamla birlikte acımasızca kararını verir, kıpırdanır.
Sayfa 106Kitabı okudu
Gidebildiğin kadar gittin yolcu, ama düşündüm ki, daha da gidebilirsin, çünkü tam o anın eşiğinde misin, yoksa varlığın kapının arkasında bir bahçe, sonra başka bir kapı ve daha arkada ölümle hayatın, anlamla hareketin, zamanla rastlantının , ışık ile mutluluğun birbirine karıştığı bir başka gizli bahçe daha mı var bilemiyor, bir beklentinin içinde tatlı tatlı salınıyorsun.
Uykusuz şoförler, yorgun otobüsler, tıraşsız muavinler, alın götürün beni istediğim o bilinmeyenler ülkesine.
Çünkü çok sonraları, burada yatağımda yatarken düşündüğüm gibi: Hayata, o bir seferlik araba yolculuğuna, bitince yeniden başlayamazsın, ama elinde bir kitap varsa, ne kadar karışık ve anlaşılmaz olursa olsun o kitap, bittiği zaman, anlaşılmaz olan şeyi ve hayatı yeniden anlayabilmek için istersen başa dönüp biten kitabı yeniden okuyabilirsin, değil mi Fatma?
Sayfa 270Kitabı okudu