Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ünsüz Düşünür

Ünsüz Düşünür
@Alieyvaz
O zaman düşündü ki insanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için yalnız başkalarının felaketlerini arar ve hodbinliklerinin böyle bazı nevilerine fazilet ünvanı vererek mesela aldatılan bir kocayı ikaz etmeyi ahlak addederler.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
259 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhalefete karşı gerçek güç tamamıyla Mustafa Kemal'den yana olan orduydu. ama Mustafa Kemal bu güçten yararlanmıyor kendisine düşman olan ittihatçılar ortamındaki kişileri ve meclisteki muhalifleri inandırmaya ve bunların en iyilerini kendi safına çekmeye çalışıyordu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Çoğu zaman Anadolu'nun ücra köşelerinden çeşitli hayvanlar getirip hediye ediyorlardı. Elçiliğimizde adeta koca bir hayvanat bahçesi meydana gelmişti bunların arasında ayı yavruları kanatları kırılmış Kartallar Keklikler cins cins kediler köpekler vardı. Elçiliğin idare amiri ayı yavrularının Kiler odasına bitişik tahta bir kulübeye
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
İngiltere'nin sanayinin beşiği olmasının bir çok nedeni vardır. Bilim geleneği, Protestan çalışma ahlakı, alışılmamış ölçüde yüksek bir dinsel hoşgörü, kömürün bolluğu, yollarsan ve kanallardan oluşan etkin ulaşım ağları, İngiliz girişimcilere mali kaynak sağlayan imparatorluk meyveleri. Fakat İngilizlerin benzersiz çay aşkı da, yeni sanayi kentlerinden hastalıkları uzak tutarak ve uzun vardiya sürelerinde açlığı yatıştırarak kendi rolünü oynadı. İlk fabrikalarda çay, işçileri ateşleyen içkiydi;fabrikalar ise, hem insanların hem makinelerin kendilerince buhar gücüyle çalıştıkları yerlerdi.
Sayfa 195Kitabı okudu
Kahvenin çekiciliğini artırıcı bir özelliği de, yeni bir içecek olmasıydı. Yunanların ve Romalıların bilmediği bir içkiydi;onların bilmediği bir içkiyi içiyor olmak, on yedinci yüzyıl düşünürlerinin eski dünyanın sınırlarının ötesine geçebildiklerini vurgulamalarının bir başka yoluydu. Kahve büyük ayıltıcıydı, açık fikirliliğin içkisiydi, modernliğin ve ilerlemenin simgesiydi- kısaca Akıl Çağı için ideal içecekti.
Sayfa 136Kitabı okudu
Fazla yiyeceği ambarda saklamak, gelecekte olası bir yiyecek kıtlığına karşı alınan bir önlemdi;bunun bir yolu da, Tanrılardan iyi hasat dileğinde bulunulan dinsel ve rituel faaliyeti. Bu iki faaliyet iç içe geçince, fazla yiyecek depoları tanrılara adak olarak görülmeye başlandı ve ambarlar tapınak haline geldi.
Birinin sağlığına, mutluluğuna ya da öbür dünyaya güvenli geçişine ya da bir projenin başarısına kadeh kaldırma pratiği, alkolün doğaüstü güçleri çağırma gücüne sahip olduğuna dair eski düşüncenin modern yansımasıdır.
Osmanlı imparatorluğu'nun ilk büyük aydın kaybı Çanakkale'de oldu. Yüzlerce yetişmiş aydın savaşta öldü,öteki savaşlar daha sonraki yıllarda geriye kalanların bir bölümünü daha aldı. İkinci bir kayıp imparatorluk parçalanınca ondan kopan topraklarda kalan Aydınlardı. Son olarak "Ankara" Egemen duruma geldiği zaman "İstanbul" aydınları bir ölçüye kadar saf dışında tutuldu. Bürokrasi aynı düzeyde kayıplara uğramadı, aşırı fire vermeden yeni devletin yapısına aktarıldı. Böylece yeni devletin merkezinde yeniden bir bürokratik küme oluştu. Atatürk'ün orta yaşlı yardımcılarına pek de entelektüel nitelikte demek elde değildir. Bundan dolayı Atatürk başlamış olan bir akımı bir kuşak ara ile yeni bir ortamda canlandırmak sorunuyla karşılaşıyordu. Bilim üstünde tekrar tekrar durmasını bu açıdan görmek gerekir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Ünsüz Düşünür

Ünsüz Düşünür

, bir kitabı yarım bıraktı
Sivil İtaatsizlik
Sivil İtaatsizlikKolektif
8.4/10 · 136 okunma
Osmanlıların en güçlü olduğu ve koruyucu baba olarak Sultan imgesinin elle tutulur bir ekonomik gerçeklik taşıdığı sırada bile saray, resmi görevliler ve siyasa, halk takımının uzak durduğu ürkütücü şeylerdi. Siyaset sözcüğü Türkçede, yönetim sanatı, bilgisi, siyasa anlamına geliyor bugün ;ama daha eski dilde siyaset, devlet nedenleri yüzünden verilen ölüm kararı anlamına da geliyordu. 1968 ve 1969 da gerçekleştirilen bir araştırma, köylüler için siyaset sözcüğünün anlamlarından birinin hala bu olduğunu ortaya koymuştur.
Mağduriyet ve mazlumiyet, elem ve ızdıraplar daima bir kurtuluş arar;mağdur ve mazlumlar daima bir kurtarıcı bekler ve onun geleceği ümidiyle teselli bularak yaşar. Dinlerin bir çoğunda kurtarıcıyı bekleyiş bulunur.
194 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.