Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alonso Quijano

Evlilik ayinleri de tanrısal bir modele sahiptir ve insan evliliği hiyerogamiyi*, özellikle Gök ile Yer'in birleşmesini tekrarlar. "Ben Gök'üm" der koca, "Sen Yer'sin" (dyaur aham, pritivi tvam; Brhadararanyaka Upanishad, VI, 40 20). * Mitolojide iki tanrı ya da bir tanrı bir insan arasındaki cinsel birleşme, bazen de evlilik.
Reklam
Kurtarıcı'nın mesajı her şeyden önce taklit edilmesi gereken bir örnektir. Havarilerinin ayaklarını yıkadıktan sonra İsa şöyle der: "Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek verdim." (Yuhanna, XIII, 15). Alçakgönüllülük sadece bir erdemdir; fakat Kurtarıcı'yı örnek alarak alçakgönüllü olmak dinî bir eylem ve kurtuluşun yoludur: "Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin." (Yuhanna, XIII, 34; XV, 12). Bu Hıristiyan sevgisi İsa'nın örnekliğiyle kutsanmıştır. Şu anki uygulaması insanlığın günahını yok eder ve insanı tanrılaştırır.
Yahudi-Hıristiyan Şabat da imitatio dei'dir.* Şabat istirahatı Tanrı'nın ilk hareketini tekrarlar, çünkü Yaratılışın yedinci günü Tanrı "gerçekleştirdiği tüm eserden sonra" (Yaratılış, II. 1) dinlendi. * Tanrının taklidi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İlkeller" de ayinlerin mitsel modelleri olduğu gibi, herhangi bir insan hareketi zamanın başlangıcında bir tanrının, bir kahramanın ya da bir atanın gerçekleştirdiği bir hareketin tıpatıp aynısını yinelediği ölçüde etkili olur.
Her ayinin ilahî bir modeli, bir arketipi vardır. "Tanrıların başlangıçta yaptıklarını yapmalıyız" (Çatapatha Brahmana, VII, 2, 1, 4). "Tanrılar böyle yaptı; insanlar böyle yapar." (Taîttiriya Brahmana, I, 5, 9, 4). Bu Hint atasözü bütün ülkelerin ayinlerinin altında yatan her teoriyi özetler.
Reklam
Kurban ayinlerinin kökenleri
Canlı" değilse, bir adakla bir "ruh"la donatılmış değilse, hiçbir şey sürüp gidemez; inşa ayininin prototipi dünyanın kuruluşunda gerçekleşmiş olan kurbandır. Gerçekten de, bazı arkaik kozmogonilerde, dünya Kaos'un (Taimat) simgesi bir ilk canavarın ya da kozmik bir makrantrop'un (Ymir, Pan' Ku, Purusha) kurban edilişiyle var olmaya başlamıştır. Bir yapının gerçekliğini ve sürüp gitmesini sağlamak için, örnek yapının tanrısal eylemi yinelenir: Dünyaların ve insanın yaratılışı. İlk önce, mekanın "gerçekliği" arazinin kutsanmasıyla yani bir "merkeze" dönüştürülmesiyle elde edilir; ardından, inşa eyleminin geçerliliği tanrısal kurbanın yinelenmesiyle teyit edilir.
1. Her yaratılış tam anlamıyla kozmogonik eylemi yineler: Dünyanın Yaratılışı. 2. Dolayısıyla kurulmuş olan herşey Dünyanın Merkezinde kurulmuştur (çünkü, bildiğimiz üzere, Yaratılışın kendisi bir merkezden gerçekleşmiştir).
Merkeze götüren yol "zor bir yol"dur (dûrohana) ve bu gerçeğin bütün düzeylerinde doğrulanır: Tapınağın zor aşılan çemberlerle çevrilmiş olması (Baraburdur'da olduğu gibi); mübarek yerlerin ziyareti (Mekke, Hardwar, Kudüs, vs.); Altın Post, Altın Elma, Hayat Otu'nun kahramanca seferlerinin tehlike dolu yolculukları; labirentlerde kaybolmalar; kendine doğru, varlığının "merkezine" doğru yol arayanın karşılaştığı zorluklar, vs. Yol çetin, tehlikelerle doludur, çünkü aslında bu yol dindışı olandan kutsal olana bir geçiş ayinidir; geçici ve aldatıcı olandan gerçekliğe ve ebediliğe; ölümden hayata; insandan ilahlığa. "Merkeze" ulaşmak bir kutsanmaya, bir intisaba eşittir; dün dindışı ve aldatıcı olan bir varoluşun yerini gerçek, sürekli ve etkili yeni bir varoluş almıştır.
Kozmik dağın tepesi Dünya'nın en yüksek noktası değildir sadece: Aynı zamanda Dünya'nın göbeği, yaratılışın başladığı noktadır da. Öyle ki, kozmolojik gelenekler Merkez sembolizmini neredeyse embriyo biliminden alıntılanmış terimlerle ifade ediyorlar. "Çok Aziz olan dünyayı bir embriyo gibi yarattı. Nasıl ki embriyo göbekten itibaren büyür, aynı şekilde Tanrı dünyayı göbekten itibaren yaratmaya başlamış ve oradan bütün her yere yaymıştır." Yoma şöyle söyler: "Dünya Sion'dan başlayarak yaratılmaya başlanmıştır."
7,2bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.