Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alpay İçirikli

Alpay İçirikli
@Alpay2234
Her şeyi bilecek kadar genç değilim...
Kuyumcu Ustası
İstanbul Sultangazi
Sultangazi/İstanbul, 12 Mart
113 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Okumak, kimseyi soymadan zengin olmanın güzel bir yolu . . . "Arlette Laguiller"
Sayfa 289 - Kronik yayıncılık
Reklam
662 syf.
·
Puan vermedi
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve ÇelikJared Diamond
8.4/10 · 7,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ZENGİN SOFRASI
Yemek kavramı ne kadar önemlidir insanlar için; bir düşünsenize!.. "Yediğin önünde, yemediğin ardında" deriz. "Yeme den içmeden kesildi" deriz. "Analar taş yesin, yarımşardan beş yesin" deriz. Böyle nice deyimimiz vardır yemek üzerine. Ya eşanlamlılara ne buyurulur: Atıştırmak, kaşıklamak, çimlenmek, çöplenmek, tatmak, tıkınmak hatta ziftlenmek ve zıkkımlanmak da sayılırsa, yemek yeme eylemini gösteren sözcükleri abecenin tüm harflerinde bulabilirsiniz. Koca şair Tevfik Fikret bile "Yiyin efendiler yiyin bu han-ı iştiha sizin Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin" deme miş miydi? Ne mutlu ki toplumda şairimizin bu öğüdünü tutup, yüzünü kara çıkarmayanlar az buz sayıda değil... Değil mi?
Sayfa 109
(Nazi kampı günleri sona erdikten sonra, özgürlük günlerimizin birinde) Bir arkadaşımla birlikte, tarlaların arasından kampa doğru yürüyorduk, önümüze yeşil bir tarla çıktı. Otomatik olarak tarlaya girmekten kaçındım, ama arkadaşım kolumu kavrayıp beni ekili tarlaya soktu. Henüz yeşermekte olan ekini çiğnemememiz gerektiği konusunda bir şeyler kekeledim. Canı sıkıldı, öfkeyle bana baktı ve bağırdı: “Konuşma! Bizden yeterince şey alınmadı mı? Karım ve çocuğum gaz odasında öldü -başka şeyleri anmama gerek yok- ve sen birkaç yulaf sapını çiğnememi yasaklayacaksın!” Bu insanlar, kendilerine kötülük yapılmış bile olsa, hiç kimsenin kötülük yapma hakkına sahip olmadığı yolundaki sıradan gerçeğe ancak yavaş yavaş döndürülebilirdi. Onları bu gerçeğe döndürmek için çaba göstermemiz gerekiyordu, aksi takdirde sonuçlar, birkaç bin yulaf sapının kaybedilmesinden çok daha kötü olacaktı.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
ÖZGÜRLÜK SONRASI
Özgürlüğe kavuştuktan birkaç gün sonra, bir gün, çiçekli çayırları geçip, kamp yakınlarındaki pazar kasabasına doğru kilometrelerce yürüdüm. Tarlakuşları gökyüzüne yükseliyordu, neşeli şarkılarını dinleyebiliyordum. Uzun süre kimseye rastlayamadım; geniş topraklardan, gökyüzünden, tarlakuşlarının verdiği şölenden ve mekân özgürlüğünden başka bir şey yoktu. Olduğum yerde durdum, çevreme, sonra gökyüzüne baktım ve diz çöktüm. O anda kendim ya da dünya hakkında hiçbir şey bilmiyordum, aklımda tekrarlayıp durduğum tek bir cümle vardı: “Daracık hücremden Tanrı’ya yakardım, o da bana özgürlükle yanıt verdi.” Orada diz çökmüş halde ne kadar kaldığımı ve bu cümleyi kaç kere tekrarladığımı artık anımsamıyorum. Ama biliyorum ki o gün, orada, o saatte yeni yaşamım başlamıştı. Ta ki yeniden insan olana kadar, adım adım ilerledim. {-Kitabı okurken askerlik dönemini tekrar yaşadım sanki, ölümün kara bulut gibi üstümüze çöktüğü zamanları anımsadım. Yaşadığımız zorlukların yanı sıra mayınlı dağlar da intikal ederken ölümü ensemde hissederdim, en kötüsü de nereden olacağı fikriydi, sağımdan gelen bir merminin kafamı dağıtması yada bir yamaçta gizlenmiş düşmanın silahından çıkan merminin özlem dolu kalbimi parçalaması veya sırlanmış mayınlardan birine basıp vücudumun paramparça olması mı sonumu getirecekti? Böylesi karamsar düşünceler içinde yavaş yavaş duygu körelmesi yaşıyordum her gün boyunca..-}
Sayfa 105Kitabı okudu
Çalışmak
Çalışmadan geçinenler Bizden değildir. Hacı Bektaş Veli (k.s) Çalış, kazan, ye yedir, bir gönül ele getir, Yüz Kabe'den yeğrektir, bir gönül ziyareti.
Evet, insan her şeye alışabilir, ama nasıl olduğunu bize sormayın... {Dostooyevski}
643 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.