Kitaptan çıkarımım: İnsanların açgözlülüğü ve bencilliği olduğu müddetçe, acı çeken kitleler olmaya devam edecektir ve insanın kanında açgözlülük vardır. Bir ülke kendi içinde, toplumun yararını gözeterek üretime geçse dahi diğer kapitalist ülkeler onu sıkıştıracak ve kendi ülkelerinde ve sömürgelerinde baş gösterecek bir aydınlanmayı önlemek isteyeceklerdir ve zaten buna asla izin vermeyeceklerdir. Üretim araçlarının devlete ait olduğu bir düzende görece refah olsa da kişilere ve yandaşlara olan güven, onların satılmışlıkları durumunda yine halka doğrultulmuş bir silah olarak can yakacaktır. Dünya tarihi iktidar savaşlarıyla doludur. Dengeler zaman zaman değişse de tek bir ülkenin yapabilecekleri çok sınırlıdır. Tüm dünyanın aynı amaç uğruna birleşmesi, yani kitlelerin iyiliği ve bütün toplumların refahını yükseltmesi, gerçekleşebilecek ama gerçekleşmeyecek bir hayalden ibarettir. Ne kötünün sonu gelir ne de soyu tükenir. Bunu Şeyma Subaşı olmak isteyen kızların kadınların cevabına benzetmek mümkün. Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim. Elinde olsa herkes ruhunu satar diyelim.