Cem.k

Cem.k
@AndiranOtu
" İnsanın gerçek ölümü, hastalıklardan değildir, insanın insana yaptıklarındandır. "
İstanbul
131 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
" kalbim uyurgezer sanrılarda boğuntulu camlarda tütsülenir durur..."
Sayfa 317 - Kırmızı Kedi
Reklam
"herkes ölüsünü beğendi ağaç yerine ölü suluyor herkes kuşların neşesinde"
Sayfa 39 - Seyrek Yayınları, 6.Basım (1986)
"Domuzlar ile insanlar arasında en küçük bir çıkar çatışması yoktu, olması için bir neden de göremiyordu. Verdikleri uğraşlar da , karşılaştıkları güçlükler de birdi. İşçi sorunu her yerde aynı değil miydi? "
Sayfa 151 - Can Yayınları, Çevirmen: Celal Üster, Baskı:2001

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır? Açıkça söylemekten korkmayalım: şu kısa ömrümüz yoksulluk içinde, sabahtan akşama kadar uğraşıp didinmekle geçip gidiyor. Dünyaya geldikten sonra yaşamamıza yetecek kadar yiyecek verirler; ayakta kalanlarımızı canı çıkana kadar çalıştırırlar; işlerine yaramaz duruma geldiğimizde de korkunç bir acımasızlıkla boğazlarlar.”
Sayfa 23 - Can Yayınları, Çevirmen: Celal Üster, Baskı:2001
“ İnsan,üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecekleri kadar yiyecek verir, geri kalanını kendine ayırır. Bizse emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz; oysa hiçbirimizin postundan başka bir şeyi yoktur."
Sayfa 22 - Can Yayınları, Çevirmen: Celal Üster, Baskı:2001
Reklam
" ilk kitaplarımın bazıları bende bile yok. çoğunu birlikte içtiğim insanlar çaldılar..."
Sayfa 5 - Parantez Yayınları
" yalnız ağların arasından elimi, onun kalbine götürdüğüm yer biraz karanlık. rüya gibi bir resim. birlikte hiç resim çektirmemiştik. bir sürü şey gibi bunu da yapamadık nedense; bir türlü olmadı. bir koşuşma; durmadan bir şeylerle uğraşma... neden koşuyorduk? acelemiz neydi? "
Sayfa 33 - İletişim Yayınları,
" Hayatı bir han olarak tahayyül ediyorum, çöküş arabası gelene kadar orada kalacakmışım. Araba beni nereye götürecek bilmiyorum,çünkü hiçbir şey bilmiyorum. Dört duvar arasında beklemek zorunda olduğuma göre hanı bir hapishane olarak da kabul edebilirim,çeşit çeşit insanla karşılaştığım için, dostlukların yeşerdiği bir yer olarak da . Huysuz ya da görgüsüz biri sayılmam. Odasına kapanıp kendini yatağa atıp gözünü bile kırpmadan bekleyip duranları kendi hallerine bırakıyorum; kulağıma hoş seslerin ve müziklerin çalındığı salonlarda gevezelik edenlere de ilişmiyorum. Kapının önüne oturup gözlerimi ve kulaklarımı manzaranın renkleriyle ve müziğiyle sarhoş ediyor, arabayı beklerken alçak sesle, yalnızca kendim için bestelediğim anlaşılmaz şarkıları söylüyorum..."
Sayfa 29 - Can Yayınları, Çeviren; Saadet Özen
" Jimmy foxx bir otel odasında sefil bir alkolik olarak öldü. Beau Jack sonunda ayakkabı boyayarak başladığı yere döndü onlarca,yüzlerce, belki de binlerce başka örnek var yaşlanmış bir atlet olmak en acımasızıdır kaderlerin yerini başkalarının alması alkışı ve takdiri artık duymamak artık tanınmamak bir yaşlı adam olmak diğer yaşlılar gibi..."
Sayfa 127 - Parantez Yayınları, Çeviri: Avi Pardo
" ben kendime bir karanfil mezarı satın aldım beni oraya gömecekler ruhi bey cenazeme gelecek ama hangi ruhi bey? doğrusu biraz şaşırdım İçerenköy'deki Ruhi Bey gelmez o sadece karanfil satın alır ölümü pek beğenmez Şimdiki Ruhi Bey ölüme daha yatkındır yaşamaya da ben bu kadarını anlarım o gelir beni kaldırır bir karanfil kalabalığına artık katılır..."
Sayfa 41 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
" Ölümün itirafçısıymışım meğer, geç anladım kalbimin üstüne tütün bastım kalem yorgun,defter bitkin.... dayadım alnımı masalara..."
Sayfa 209 - Kırmızı Kedi
" Varılacak bir hüküm yoktu, bir seçim yapmak zorundaydın. İyiliğin ve kötülüğün ötesinde fikri teoride iyiydi,ama yaşamı sürdürmek için seçim yapmak zorundaydın: kimi diğerlerinden daha müşfikti, kimi seninle daha ilgili: bazen de dış görünüşü harikulade ama içi buz gibi olanlar da gerekebiliyordu; sırf eğlence olsun diye, iki paralık boktan filmler gibi. Daha müşfik olanlar daha iyi düzüşüyorlardı gerçekten; onlarla bir süre takıldıktan sonra gözüne harikulade görünmeye başlıyorlardı, çünkü harikuladeydiler gerçekten. Sara'yı düşündüm, o fazladan şey vardı onda. Şu lanet Drayer Baba " DUR " levhasıyla karşımıza dikilmese her şey güllük gülistanlık olacaktı... "
Sayfa 246 - Parantez Yayınları
" Biz çıkarlarımızı yanlış anladığımız için arzularımızın çoğu da yanlış yoldadır. Bu yüzden gözümüze kestirdiğimiz bir çıkar için en kolay yolu seçelim diye, akılsızlığımızdan, çoğu zaman bir sürü saçmalığa saplanırız. Halbuki bütün bunlar hesaba vurulup kağıda dökülünce ( olmayacak şey değildir bu, zaten insanların ilerde bazı tabiat kanunlarını öğrenemeyeceklerine şimdiden karar vermek çirkin ve manasızdır) içimizde arzudan eser kalmaz..."
Sayfa 29 - İş Bankası Yayınları
" ölü yapraklar doldurur çeşmeyi ve sardunyalar; yayılır, nane ile birlikte çığlıktadır adamotları & iççekişleri orgazmın hücrelerin susuzluğunda şafak denli sessiz eroin..."
Sayfa 5 - 6:45 Yayın
" ve bugün, şimdiye kadar nasıl bir hayat yaşadığımı düşünürken, kendimi sepet içinde, banliyö trenlerinde taşınan bir hayvan gibi hissediyorum... Saçma bir imge bu, ne var ki tanımladığı hayat daha da saçma."
Sayfa 93 - Can Yayınları, Çeviren; Saadet Özen
586 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.