Tabiattaki stres o nedenle her zaman 'akut' strestir. Tabiatta çok nadir durumlarda görülen süreğen yani 'kronik' stres ise büyük oranda insana hastır ve dertlerimizin temelini oluşturur.
... Fakat davranışlarımızı kontrol eden temel evrimsel ayar ve ihtiyaçlarımızı iyi anlamazsak, gayet kolaylıkla kontrol edilen bir sürü olarak trilyonluk dünya şirketlerinin bayıldığı tüketicilere dönüşmemiz işten bile değil.
"Olumsuzluk ne kadar büyükse, aşılması durumundaki tekamül de o kadar büyük olacaktır." Sorunlarımızı ele alırken böyle düşünebilmeyi hatırlamamız gerek muhakkak ki.
Aslında bedenimizdeki tüm kemikler, işitme sistemimizin parçasıdır. Özellikle de kendi sesimizi duyarken! İşte o nedenle kaydedilmiş sesinizi dinlemeyi pek sevmezsiniz zira size pek farklı gelir.
...Yoksa Kant, insanlar kendi paylarına düşenden fazlasını aldıkları için varsıllaşmışlar, başkalarını yoksullaştırmışlardır derken doğruyu mu söylüyordu?
... öncelikle sizin gibi düşünen başka insanlar da var. Hem de pek çok insan... ... dünyayı yozlaşmış ve açgözlü bir yer olarak görüyorsanız, televizyonu kapatın, etrafınıza bakın ve örgütlenin. Pek çok insanın aklı ve vicdanı hala yerinde.
Çoğumuz yağ lekesini temizleme ya da salatalık doğrama konusundan öneri almaya açığız. Ne zaman ki politik, ideolojik ya da dini fikirlerimiz söz konusu, en büyük inadımız o zaman tutar.
Birey olarak çok az şey bilmemize karşın çok şey bildiğimizi zannediyoruz çünkü başkalarının kafasındaki bilgilere kendi kafamızdaymış muamelesi yapıyoruz.
Homo Sapiens'i diğer hayvanlardan farklı kılan ve bizi gezegenin efendisi konumuna yükselten bireysel aklımız değil, büyük gruplar halinde hep beraber düşünebilmemizdir.
Belki dünyanın neresinde yaşadığınıza bağlı olarak, çocuklarınıza ya bilgisayar kodu yazmayı ya da hızlı silah çekip düzgün ateş etmeyi öğretmelisiniz...