Bilim-Kurgu Klasiklerine alınmış kitapların bendeki yerleri her zaman farklı olmuştur zaten. Bu kitabı da seveceğimi bilerek başlamıştım ki öyle de oldu. Beni şaşırtmamasına sevindim.
Beni en çok şaşırtan kitabın diliydi. Beklediğimden çok daha kolay okunan ama üstüne düşündüğün zaman da anlam dolu çok fazla cümlesi olan bir kitaptı. Bazı diyaloglarında "Bu ne saçma konuşmalar ya?! " diye düşünmüş olsam da bunun hem çeviriden olabileceğini hem de kurulmuş distopyanın içerisindeki insan ilişkilerinden kaynaklanıyor olabileceğini unutmamak lazım. Çünkü kitap okumaktan ve birbirlerinden tamamen uzaklaşmış, teknoloji bağımlısı bir toplumu okurken insan ilişkilerinin de düzgün olmasını beklemek yanlış olur.
Distopyalarda genelde kurulan evren üzerine düşünüp bazı açıklıklar olması, tabi ki bir evren yaratmak kolay değil ama ana hatlardaki açıklıklardan bahsediyorum, beni kitaptan uzaklaştırır. Bu kitapta böyle bir sorun yaşamadım. Kurgusu ne eksik ne fazla, tam kararındaydı.
Kitabın bitiş kısmı ise pek hoşuma gitmedi. Okuyucunun hayalgücüne bırakılan şeyler pek hoşuma gitmiyor benim. Çünkü okuduğum evren benim hayalim üzerine kurulu değil. Başkasının hayalindeki bir evren üzerine başkasının karakterinin devamlılığını kendi kafamda sürdürmek zor geliyor açıkcası. Kırdığım bir puan da bundan maalesef.
Kendi hayatımın yoğunluğundan bu kadar uzun sürede okumuş oldum bu kitabı. Boş zaman yarattığınızda hemen bitirebileceğiniz ve seveceğinizi düşündüğüm bir kitap.
İyi okumalar. Sihirle Kalın.