Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Homo Hereticus

Sait Faik baba pîrimdir.
Tuhaf Bir Kadın
Tuhaf Bir Kadın
da Leyla Erbil ve arkadaşını, yazar kahvesi abazalarına karşı savunusunun anlatılışıyla yüreğimin üst sıralarımdaki yerini muhkemleştirmiştir. 2018 sonrası da dar, yaşamın umrunda olmasa da küskün, dönüşünü muntazam sürdüren dünyaya kırgın zamanlar (hatta artık zamana kırılmaya başladım galiba) yaşadım da; sevinci bulmak için tekrar (2020 başında sevinci bulmuşken okuduğum
Kayıp Aranıyor
Kayıp Aranıyor
müstesna) okumadım Sait Faik’i. Onun gibisini de bulamadım zaten. Serseriliğin piri şâd etmek için ruhunu, yazmasam da okuyarak, mirasını sahipleniyorum. (Saati yine ebesinin örekesi yaptım, çok şükür)
Dünyasız Bir Kafa

Dünyasız Bir Kafa

@KafkaeskAtayistDubliner
·
10 Kasım 2018 01:19
Hissiyat!
Daha önceden de Sait Faik öyküleri okumuştum, ama kendimi ‘tutkulu okur’ olarak görmeye başladığım son altı yıl içerisinde, Sait Faik ile tanışmam 2-3 yıl öncesine rastlıyor. Tiyatro delisi bir sevgilim vardı ve hala Ankara Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen “Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye” oyununa bilet almış ama yoğunluğundan dolayı gidemeyip
Reklam
Sait Faik baba pîrimdir.
Tuhaf Bir Kadın
Tuhaf Bir Kadın
da Leyla Erbil ve arkadaşını, yazar kahvesi abazalarına karşı savunusunun anlatılışıyla yüreğimin üst sıralarımdaki yerini muhkemleştirmiştir. 2018 sonrası da dar, yaşamın umrunda olmasa da küskün, dönüşünü muntazam sürdüren dünyaya kırgın zamanlar (hatta artık zamana kırılmaya başladım galiba) yaşadım da; sevinci bulmak için tekrar (2020 başında sevinci bulmuşken okuduğum
Kayıp Aranıyor
Kayıp Aranıyor
müstesna) okumadım Sait Faik’i. Onun gibisini de bulamadım zaten. Serseriliğin piri şâd etmek için ruhunu, yazmasam da okuyarak, mirasını sahipleniyorum.
Dünyasız Bir Kafa

Dünyasız Bir Kafa

@KafkaeskAtayistDubliner
·
10 Kasım 2018 01:19
Hissiyat!
Daha önceden de Sait Faik öyküleri okumuştum, ama kendimi ‘tutkulu okur’ olarak görmeye başladığım son altı yıl içerisinde, Sait Faik ile tanışmam 2-3 yıl öncesine rastlıyor. Tiyatro delisi bir sevgilim vardı ve hala Ankara Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen “Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye” oyununa bilet almış ama yoğunluğundan dolayı gidemeyip
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
26 Mart 01:42
Bir insan ömrü yetmez. Hiçbir şeye yetmez. Ey hatıralar, ey yuvaya dönüş!
Toprak — BekleyişKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Yaralarım benden önce vardı. Ben onu bedenimde cisimleştirmek için doğmuşum.” Joe Bousquet
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
20 Aralık 2023 21:35
Bir tek cinsel organdan ibaret olmayı, artık sadece belden aşağı düşünmeyi arzuladım. Daha yukarısı, baş döndürüyordu.
Güneş Bize HaramKitabı okudu
Reklam
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
14 Aralık 2023 23:44
İnsan, kendini — ben böyle öğretiyorum — sağlıklı bir sevgiyle sevmeyi öğrenmek zorundadır: öyle ki, kendi olarak kalabilsin ve dağılmasın.
Sayfa 240Kitabı okudu
Dördüncü Haçlı Seferi: Dincilik budur, yalnızca ve hepsi için budur! Yağmacıdır, güzelliğin karşısındadır!
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
25 Kasım 2023 01:51
“Bir zamanlar Ravenna’da gördüğüm kutsal bir tasviri hatırlatıyor bana,” dedi Francesco, bana dönerek: “Haçlıların Anadolu’dan getirdikleri ganimetlerden biriydi. Kutsal Mezarı kurtarmak için yola çıkmışlardı, ama İstanbul’u görür görmez, serveti ve güzelliği karşısında şaşkına dönmüşler, İsa’yı unutup gitmişler ve kentin üstüne düşmüşlerdi. Yakıp yıkmışlar, sakinlerini boğazlamışlar, servetini yapma etmişler, ne ele geçirdilerse alıp, yurda dönmüşlerdi.”
Ama belki de; hiç de fena olmayan bir “bellek insanı” olarak, kendimi dış etkenlerden sakınmadığımdan yahut da ânlarda kendi anlamlarımı yaratma tutkumdan, ve Baudelaire’in dediği gibi #219292992 çoğul çağrışımlarla hep biraz ve bir şekilde sarhoş olduğumdan başka bir ândır. Kim bilebilir? Yerli yersiz zihnimin ağına takılan şurdan burdan imgeleri başka nasıl açıklayabilirim? Ancak böyle!
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
20 Kasım 2023 01:10
Benim bugün için o ânım: kitaba başladığım bu andır belki!
Herkesin hayatında adeta sarhoşluk içinde, rüyadaymış gibi, geçirilmiş anlar vardır: Ateşli bir hastalık, aşırı yorgunluk, büyük bir sevinç, aşk ya da düpedüz sarhoşluk. İnsanın pek kendinde olmadığı, dış dünyayla bağlarının seyreldiği anlar. Üzerinden zaman geçtikten sonra, o anla ilgili birçok şey silinir gider. O sırada olup bitenler, konuşulanlar, söylenenler unutulur. Ama gene de hatırlanan bir şeyler kalır: Birinin yüz ifadesi, bir eşyanın ayrıntısı, merkezinde bunların durduğu bir an, bir sahne. Belirsizliğin işinde çakan bir sahne, nerede görüldüğü çıkarılamayan bir nesnenin anlık görünüşü, kendine gelen kişi için geçmiş yaşantının özeti oluverir birden. Bugünün duygusu; insanın geçmiş yaşantıyı sevinçle mi, utançla mı, sıkıntıyla mı, suçluluk duyarak mı hatırlayacağı da bu sahneye bağlı değil midir?
Shakespeare ile Cervantes’in çağdaş olduklarını; hatta bu iki edebiyat dehasının mutsuz bir tesadüfle aynı gün öldüklerini (23 Nisan 1616) de biliyordum. Ama Shakespeare’in Don Quijote’dan esinlenerek iki oyun yazdığını (diğeri
Çifte İhanet ya da Dertli Âşıklar
Çifte İhanet ya da Dertli Âşıklar
) hiç duymamıştım. Mahza, bu bağıntı bile (ki Shakespeare’in en yetkin oyunlarından olmamasına ve ortak yazarlı olmasına rağmen) aşırı yükseltti beni. Hatta aklımda, Kazancakis’in “Zorba” isimlendirmesinin esini bu metin olabilir mi sorusu, belirdi.
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
17 Kasım 2023 11:58
Cardenio’nun ortaya çıkmasında, esin perisi Cervantes’in Don Quijote’deki “The History of Cardenio” başlıklı öyküsüdür. Cervantes’in bu yapıtı 1612 yılında İngilizceye çevrilmiş ve yayımlanmıştı. Büyük bir olasılıkla Shakespeare oyununu, bu öyküden esinlenerek yazmıştır. Shakespeare’in Cardenio’su sahnede henüz prova edilirken Cervantes’in bu yapıtı kitap olarak çıkmıştı. Kitap satış rekoru kırmış ve “Cardenio’nun Öyküsü” hemen hemen her okur yazar İngiliz’in başucu kitabı olmuştu. Shakespeare’in oyununda ana olay dizisinin üç kavramını Leydi (romandaki adıyla Lucinda), Zorba (Fernando) ve Govianus (Cardenio)’dur.
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
10 Kasım 2023 23:07
Bize gelince, uygarlığın barbarları ile barbarlığın uygarları arasında bir tercih yapmamız istenseydi, barbarların yanında yer alırdık.
Reklam
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
10 Kasım 2023 23:05
Üstelik aylardan marttı ve kış bitiyordu, kış her zaman için hüzünlerimizin bir bölümünü beraberinde götürür; ardından yazın başlangıç noktası, tüm şafaklar gibi taze, tüm çocuklar gibi neşeli nisan geldi, yeni doğduğu için ara sıra yağmur olup ağlıyordu. Nisanda, doğada gökyüzünden, bulutlardan, ağaçlardan, çayırlardan geçerek insanın yüreğine yayılan büyüleyici ışıltılar vardır.
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
06 Kasım 2023 22:20
Ne yazık ki cahilim, yoksa size birçok şeyden bahsedebilirdim; ama hiçbir şey bilmiyorum.
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
06 Kasım 2023 04:11
İnsanlar birlikte içmeden tanışmış sayılmazlar. Bardağını boşaltan yüreğini de boşaltır. Benimle içmeye geleceksiniz. Böyle bir teklif geri çevrilmez.
“Kör âşık gibidir kötü kader; sen kaçtıkça daha şehvetle düşer peşine!”
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
03 Kasım 2023 03:49
Ezilmiş insanlar arkalarına bakmazlar. Kötü kaderin kendilerini izlediğini iyi bilirler.
Sitenin benim için en iyi tarafı: yaptığım alıntılar üzerinden ikincil okuma yapabilmek. (Akış olayına fena kuruluyorum gerçi. Alıntı yapmaya girdim geçen ve açar açmaz karşıma Hamas (kurucusu) öven tip gördüm. İyice tarikatçı, cemaatçi yuvası oldu galiba, çok büyük dert de değil görmesem.) Müslümanların (zaten yeteri kadar dar olan) alanımı ekstradan daraltması sinirimi bozuyor. Z kuşağı gümbür gümbür geliyor derken tügva kuşağı gelmiş dip dalga olarak (akışa düşenleri engellerken profiline gitmem gerektiğinde gördüğüm yaşlardan.) Fotoğraf koymanın getirildiği ilk zamanlar teşhircilere kuruluyor, engelliyordum, arar oldum onları, ehven-i şerraynmışlar meğer Blablablablabla….
Homo Hereticus

Homo Hereticus

@ArturoDandini
·
15 Ekim 2021 00:40
Duygusal yoğunluklu bir gündü. ‘Sonsuz’luğun müziği vardı kulağımda. Rotasız, hedefsiz bir yolda yürüyordum. İnsiyakî bir molada aramıştım onu, zaten bulduğumu farketmeksizin. Çıplak gibi üşüyordu içimin kutupları bile. Elimi uzattım ona. O mu aldı beni, yoksa ben mi ona eriştim? Derken ruhumu zorunlu bir aylaklık içinde duyumsadım. Neden? Aklımın karları eriyordu durmamacasına yürek denizime ırmaklar halinde. Yürek dediğin de çoğu kof bir boşluktan ötesi değildi. Sorular vardı, cevabları ender-i nadirattan sezilen, dikkat bilinen değil, sezilen diyorum. Neyi, kimi bilebilir insan? Kendini. Sanmıyorum. Neyi bulabilir insan peki? Belki biraz kendinden başka. Şair okumak, şiirleştiriyor insanı bir dereceye kadar. Daha fazlası yok insanın boktan hamurunda. Oysa insan için, iyiye veya kötüye yönlendirebileceği akla malik, bir hayvan diyebilirim yalnızca. Peki hangisine?
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.