Bu kitaptaki Ömer karakteri benim gözümde;kaybolmuş,bir türlü yol tutturamamış insanın iç sesi,kendisiyle yüzleşmesi gibi bir imaj çizdi.Gerçekten kitabı okurken çoğu yerde kendi düşüncelerinizin yansımasına şahitlik edebiliyorsunuz.Olay örgüsü akıcı sadece bazı yerlerde detaylı betimlemeler,anlatımlar var.Genel olarak sıkılmadan okudum.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
Ve anladım ki insanlar kendileri için kaygılandıklarını düşünseler de,aslında onları yaşatan tek şey sevgidir.kim severse.Tanrı’ya yaklaşmış olur ve Tanrı da ona yaklaşır.Çünkü Tanrı,sevginin ta kendisidir.
“..akşam olmadan o zengin adamın ruhunu alacağını biliyordum ve o zaman düşündüm: ‘Adam bir yıl boyunca giyeceği bir çizme sipariş ediyor ama daha akşama kadar yaşayıp yaşamayacağını bile bilmiyor. ”
“Kendi fikirlerimizi söylüyoruz ve yazıyoruz sanırken yabancı ve barbarca kanaatlerin tercümanı,zavallı birer oyuncağı olmuşlar.Kendilerine telkin edilen yalancı ve sinsi dünya görüşünü müdafaa edeceğiz derken kendilerinin,milletlerinin ve insanlığın kuyusunu kazdıklarını bilmemişler..”
“hayatın bu kadar aşağı emeller üzerine kurulabileceğini kabul etmiyor,fakat fikirlerini müdafaa edecek kudreti de kendinde bulamıyordu.Hayat herhalde bir katakulli değildi.Ama neydi?Bu hayatın bir manası olması icap ederdi.İnsan dünyaya sadece yemek,içmek,koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı ! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır.İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir.İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir.Bundan kaçının monotonluktan uzaklaşın.Yüzünüz ifadesiz kalmasın.
“Çocuğunuzu,sadece kendisi olduğu,çocuğunuz olduğu için sevin.Bizdeki büyük yanılgılardan biri,insanlarımızın kendi başaramadıkları şeyleri çocuklarından beklemesidir.Bunu yapmayın çocuklarınıza kendi yüklerinizi yüklemeyin.”