Bir edebiyat lezzeti daha.
Konuş hafıza.
Nabokov'un başlarda zor gibi görünen ama ilerledikçe insanı içine çeken eseri , yazarın hatırlama , düşünme çerçevesinde kaleme aldığı otobiyografi harikası.
Otobiyografi okumaktan keyif alanlar için mükemmel bir okuma yolculuğu. Sanki bir resim çalışmasını hatta bir tabloyu izliyor , düşünüyor ve aynı zamanda hatıralarınız arasında gidip geliyorsunuz.
Kendine özgü diliyle , kelime oyunlarıyla hem hatırlamaya çalışmış hem yazmış. Yazarken düşünmüş , düşünürken yazmış.
Zaman algısından bağımsız anılar sadece kaleme dökülmemiş adeta yeniden yaşanmış.
Yazarın eseri kaleme alırken farkına vardığı hayat ,kimi hafızasının ona anlattıklarıyla örtüşmüş , kimi hayrete düşürmüş.
Tarihi olayları detaylandırırken kullandığı anlatım şekli okuma serüvenine ayrı bir tat katmış.
Sözün özü , her birimizin zaman zaman bir hayal gibi zihnimizin içinde dolaşan çocukluk gençlik hatıralarımız gibi , Nabokov'un hatıraları bu eserde hayal olmaktan çıkıp dile gelmiş.Yani nabokov o kayıp dünyayı yeniden keşfetmiş ve baştan yaratmış.
Kim bilir , belki de tamamen silinmesin diye...
"Zaman hapishanesi küreseldir ve buradan kaçış yoktur."
Kimi zaman yağmur yağıyordu, damdaki çinkolara vuran yağmur damlalarının gürültüsünü duyuyordum; bu sırada o üzüntülü rahatlığımın , o üzgün hazzımın verdiği acı bir kat daha artıyordu.
Cengiz Aytmatov'un akıllardan silinmeyen Gün Olur Asla Bedel isimli kitabını okuduysanız , Cengizhan'a Küsen Bulut size yabancı gelmeyecektir. Aslında Gün Olur Asra Bedel'de olması gerekirken , KGB'yi suçlayan çarpıcı örnekler kitabın bu bölümü için sıkıntı yaratmış. Kitapta yer almasına izin verilmeyen Cengizhan'a küsen bulut , yazar tarafından çıkarılmış.
Gün Olur Asra Bedel'den hatırlayacağınız öğretmen Kuttubayev'in hikayesi yer alıyor bu kitapta. Herşey Kuttubayev'in Cengizhan'la ilgili bir efsaneyi kaleme almasıyla başlıyor. Hem efsane bir aşk hikayesi , hem de bireyin baskıcı güç karşısındaki yerini işlemiş yazar.
Masal ve efsane arasında gezinen geçmiş , bugün ve gelecek satırlardan göz kırpıyor adeta.
Aytmatov'un etkileyici anlatımına aşina olanlar okumanın güzelliğini tahmin edeceklerdir.
Yazarın olgunluk döneminin en güzel yapıtlarından biri olan eser, adaletsizliğin, mutlak güç ve sonuçlarının , umudun direnmek olduğunun mükemmel örneği.
*Sanki dünya , o ilk yaradılıştaki kaostan çıkıp yeniden doğup çıkıyordu ortaya.*
*Hey benim tahtımın keskin dişli bekçileri!
Beni hiç terketmeyen boz yeleli kurtlarım hey!*
*Bu yerlerde trenler doğudan batıya batıdan doğuya gider gelir...gider gelirdi..*