Aslıca

Aslıca
@Aslica29
Ankara
Ankara
265 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
424 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Savrukluk mu özgürlük mü?
Edebiyatın insana sunması gerekenin gerçekçi bir anlatım olduğunu düşününenlerden degilim ama bu romanda Süreyya nin (kendinin de dediği gibi) ayakları yere basan bir karakter olması için uğraşılmış. Bu yüzden gerçeğin kendinden, hayatta her zaman görebileceğimiz biri olmaktan çıkmış, uzaklaşmış. Süreyya, parası olan bu nedenle istediği işte çalışma lüksüne sahip, arayışta olan ve ne yaparsa yapsın hepimiz gibi aradığını bulamayan sonunda yine de denemeye devam bir kadın. Bu arayista kişilikli olmasının nedeni ve en büyük avantajı NY gibi şımarık yetistirilmemesi. Süreyya bana insanlardan neden uzak durmak istediğimi hatırlattı Ben de en çok Süreyya kadar kızıyorum haddini aşan insanlara Okurken Süreyya'yi zaman zaman kıskandığımı itiraf etmek zorundayım. Nesini mi kıskandım, mirasını ve çok okumasını. Kendini aşmasına rağmen (Ayla ile rakı içtiği gece, NY'ye yazdigi romani bir cirpida anlatmasi, iş yaptığı adamlarla yatması...) insanlara arasında mesafe bırakmasını.. Herhangi bir romanın ya da hamlelerimizin bir amaca hizmet etmesi gerekmiyor. Kitapta altını çizdiğim sevdiğim pek çok kısım vardı onları özetlemeye çalıştım. Sonucta Sürreya gibi bir arkadaşım oldu. İyi okumalar
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni ApartmanıNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20173,913 okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bir Hâtırâ
Sevgili Kaczynski, Teknoloji ile bu kadar kafayı bozmanı anlıyorum ama çözümü hapishanede çürümek miydi? Bu gidişatı sağı solu bombalayarak yapınca daha mı iyi oldu? Belki de bu yüzden anarşizmi anlamıyorum. Sen, ben anarşistim dağılın ula, dedin mi? Bilmiyorum. Yine seni bilinçli insanlar okuyor... Onlar da ellerinden ne gelirse onu yapıyor. "Modern insanın uzun ömür ve ileri yaşa dek fiziki dinçliği koruma takıntıları"nı anlattığın maddeler... "Yapay amaçlarımız" ... sonra bir de "özgürlüğün doğası" bölümü.. Attığın tokatlar bile yeter di. Sadece doğal insan davranış kalıplarıyla ilgili kısım, sence de cümlenin girişi bile kendiyle çelişmiyor mu? Bunu detaylı olarak 161. Bölümde anlatmışsın ama... Neyse ne.. Rahat uyu sevgili Kaczynski kendin için...
Sanayi Toplumu ve Geleceği
Sanayi Toplumu ve GeleceğiTheodore John Kaczynski · Kaos Yayınları · 2013560 okunma
452 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"Spyaşçie Probudyatsya”
Mazlum Beyhan
Mazlum Beyhan
'ın muhteşem çevisirisyle işte "Ben de Halimce Bedereddinem"
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
’ ın Tarifiyle “Rum gemiciyi ve Yahudi esnafı, kendisine kardeş edip”  güçlü bir halk hareketinin önderidir Şeyh Bedreddin. Belgesel Roman "Ben de Halimce Bedereddinem" öğretmenin’in ayaklanma lideri konumuna gelmesini, dostları Börklüce Mustafa'yı, Torlak Kemal' i ..... ve onların sözü aşık Şeyhoğlu Satı' yı anlatır. "İnsanlar cahiliye devrinde elleriyle dokundukları, gözleriyle gördükleri puta tapıyorlardı. Zamanımızda ise, dokunmadıkları görmedikleri, yalnız düşlerinde var olan putlara tapıyorlar" Kor Kitap ikinci basım Sayfa 381 İyi okumalar
Ben de Halimce Bedreddinem
Ben de Halimce BedreddinemRadi Fiş · Kor Kitap Yayınları · 2019436 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Uzun Sürmüş Bir Günün "Gecesi"
Bilge Karasu okuyor olmanın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum "Gece" kitabından beri.. Çünkü okurken trajediye dönmeden bir hüznü yakalayabiliyor ve keyif alıyorum. Bu ayrıcalığı İoanna Kuçuradi de "Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı" kitabına yaptığı yorumla doruklara çıkarıyor. "Acaba günümüzde kahraman, kendi imgesini kendisiyle çakıştıran insan ya da kendi imgesine gerek duymayan insandır, diyebilir miyiz? İyi okumalar ve dinlemeler
İoanna Kuçuradi
İoanna Kuçuradi
Buyurun youtu.be/UqvrlM9HJSs
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Uzun Sürmüş Bir Günün AkşamıBilge Karasu · Metis Yayınları · 20191,697 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kahire Üçlemesi
Kahire Üçlemesi, Mısır'lı yazar Necib Mahfuz tarafından 1956-1957 yılları arasında adlarını Kahire'deki cadde isimlerinden alan Saray Gezisi, Şevk Sarayı ve Şeker Sokağı kitaplarından oluşan roman serisinin adıdır. Kahire'de yaşayan tüccar Ahmet Abdülcevat ve ailesinin (Üç Kuşak) I. Dünya Savaşı'ndan Hür Subaylar Hareketi'nin gerçekleştirdiği 1952 Mısır Devrimi'ne kadar geçen dönemde yaşadıkları anlatılmaktadır. Türkiye'de Işıl Alatlı çevirisiyle Hitkitap Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır. Kişisel Yorum: Necip Mahfuz, okurken kendiliğinden akıp giden üslubuyla beni benden almıştır. Ahmet Abdülcevat ve o kocaman ailesinin görünmez bir izleyicisi yapmış yaşadığım topraklar düşünülürse ailenin bir parçası haline bile getirmiştir. Birbirine karışmadan aile üyelerinin varoluş süreçleri anlaşılır olarak anlatılmış kısa sürede seriyi bitirmeme neden olmuştur. Türkçe'ye çevirip bize bu iyiliği yapan ekibe teşekkür ederim. İyi okumalar
Şevk Sarayı
Şevk SarayıNecib Mahfuz · Hitkitap Yayıncılık · 2016176 okunma
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam