Bir şeyleri elimde tutmak için uğraşmaya inanmıyorum artık. Bırakmaya inanıyorum. Ben artık tutmayayım, endişe etmeyeyim, öyle kendi halinde bırakayım her şeyi, kalacakları varsa kalsınlar, gideceklerse de gitsinler istiyorum.
İnsan, dünyayla kurduğu rabıtayı kendi ihtiyaçları üzerinden anlamlandırıp neyin lüzumlu, neyin lüzumsuz, neyin zarif, neyin kaba, neyin akıllıca, neyin aptalca olduğunu öyle saptıyordu. Oysa dünya elbette hiçbirimizin etrafında dönmüyordu.