Avni Bilgin

Avni Bilgin
@AvniBilgin
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpâre, geniş bir ânın Parçalanmaz akışında. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
Essen (Almanya)
49 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Cemiyetle beraber hakikatler de gelişir. Tek tehlike bunu kavrayamamak, kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve her düşünene saldırmak: Bu canım memleket bu yüzden cüzzamlılar ülkesidir.
Reklam
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
"Her büyük adam, kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır. Zira o, yarınki veya dünkü veya ötelerdeki bir cemiyetin çocuğu, kendi cemiyetinin değil..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İnsan cemiyetle tam bir uyum hâlinde olduğu zaman tarihi yoktur; doğar, yaşar, ölür. Tarihi yaratan, fertle kalabalık arasındaki anlaşmazlık... Fert cemiyetle kaynaştığı zaman tarihi yoktur..."
"... gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor"
Reklam
"Mr. Montag, siz bir korkağa bakıyorsunuz. Uzun zaman önce olayların ne yöne gittiğini görmüştüm. Hiçbir şey söylemedim. Hiç kimsenin “suçlu”ları dinlemeyeceği zamanda ben her şeyi çekinmeden yüksek sesle söyleyebilecek suçsuz insanlardan biriydim, fakat ben de sustum ve kendim de suçlu duruma düştüm. En sonunda kitapları yakmak için merkez kurarak itfaiyecileri kullandıkları zaman bir iki kez söylendim, fakat sonunda boyun eğdim, çünkü benimle birlikte haykıran, söyleyen hiç kimse yoktu o zaman. Şimdi de her şey için çok geç."
“İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.”
Sayfa 222Kitabı okudu
Onu mazlûm gördükçe bir gün zalim olmasını hazırlayacağımı biliyorum. Niçin o kadar çok ıstırap çekiyoruz; yani bütün dünya. Çünkü hürriyetin uğrundaki her mücadele yeni bir adaletsizliği doğuruyor. Ben aynı silahlarla mukabeleyi bırakmak istiyorum.
Sayfa 271Kitabı okudu
Halkımız münevverine daima inandı ve gösterdiği yolda gitti. - Ve daima da aldandı?.. - Hayır, daha doğrusu biz aldanınca o da aldandı.
Sayfa 268Kitabı okudu
Sabih'in fikri olmasına lüzum yoktur, çünkü gazete vardır. Her cinsten gazete, onun hem okyanusu, hem gemisi, hem pusulası ve kaptanıdır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
“Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alırken, kendi şarkısını yapacak. Fakat fikre, sanata hiç karışmayacağız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masal bir anda, biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O hayatın içinden fışkırır. Hele mazi ile bağlarımızı kesmek, garba kendimizi kapatmak! Asla! Ne zanediyorsunuz bizi! Biz şarkın en klasik zevkli milletiyiz. Her şey bizden bir devam istiyor”
Biz düşüncelerimizi çok defa omuzlarımızda taşırız. Onun için onları kımıldatmamız bu düşüncenin ağırlığı nispetinde güç olur.
Hayır, insan sade ölürken ayrılmıyor, arkada bırakmıyordu. Belki bütün ömrünce her an birçok şeyler onu arkada bırakıyordu. Sonra olduğu yerde birdenbire kabuklaşıyor, çok ince, görünmez bir şeyle o anda etrafında olanlardan ayrılıyordu. “Biz mi gidiyoruz, onlar mı?”.. Sual buydu...
Fakat bizim memlekette aranan kaybolur. Şark oturup beklemenin yeridir. Biraz sabırla her şey ayağınıza gelir. Mesela İhsan iyi olduktan altı ay sonra bile bir iki hastabakıcı mutlaka onu arayacaktır. Fakat lazım olduğu zaman... 
Karanlıkta su sesi insanın içindeki ölüm mayasının dilini konuşur.
"Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?"
Reklam
Sanki her an bizi her şeye bağlayan sessiz bir musikinin ritmi içindeyiz.
Sayfa 396Kitabı okudu
Ey dil! Cihanda sen şule-zensin. Meçhulü her an tayin edensin. Ayine-i eşya, manzur sensin.* Ey gönül! Şu cihanda parlayan sensin. Bilinmeyeni her an belirli kılan sensin. Eşya bir aynadır. O aynada görülen sensin!
Bu kötü mülküne ibretle nazar kıl, ey can! Gafleti eyle heba, hali değildir meydan. Hani Sultan Süleyman, hani İskender Han? Sad-hezar ömrü sürur ile geçir sen bir an Ne güle, bülbüle baki, a gözüm bağ-ı cihan. Kime yar oldu, istediğince felek-i devr-i zaman.
Sayfa 25 - Sis YayıncılıkKitabı okudu
İnsan ya geleneklere karşı koyup açık ve cesur yaşamalı, yahut da, inandığı bazı kıymetler varsa, onlar için fedakarlık yapmalı. En çirkin şey ikisine birden sahip çıkan müraîiliktir.
Sayfa 269Kitabı okudu
“Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki zaman ve mekan, insanla mevcuttur.”
Zengin bir hayal içinde meçhul, daima malumun en korkunç rakibidir. Ben malumum. Yani sayısız imkanlar arasında gerçekleşmiş ve donmuş bir imkanım. Ben bir şeyim, meçhul her şeydir. Fakat.. unutma ki, ben, varım; meçhul yoktur. O, sadece olabilir, fakat olmayabilir de! Ben bir realiteyim, o bir imkandır.
Sayfa 166 - Ötüken Neşriyat A.Ş.Kitabı okudu
Reklam
Çaresizlik ve tehlike anları vardır ki, o zaman çırpınmaya ve haykırmaya gelmez. Batar insan ve boğulur. Marifet o anları geçirmektir. Sonrası gittikçe kolaylaşır. Kadere teslim olmak lazımdır o anlarda. Menfi, miskin, aciz bir tevekkül değildir bu. Anlıyor musun? İsyanın tekniğidir, Yani sabırdır. Müspet, enerjik, hedefli, iyimser bir sabır. Dikkat et sözüme. Bu dünyada ölümden başka hemen her şeyin bir çaresi vardır.
Sayfa 101 - Ötüken Neşriyat A.Ş.Kitabı okudu
Her hastalık evvela ruhta başlayıp sonra vücuda sirayet etmiş bir isyandır
“Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa oynayamam...“
Sayfa 155 - YKYKitabı okudu
“Aradaki bütün bağlar, ruhlar beraber olmadıktan sonra, ne ifade ederler? Senelerden beri hiç kimseye bir tek kelime söylemedim. Halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?“
Sayfa 155 - YKYKitabı okudu
Kürk Mantolu Madonna
"Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmakdan daha kolaydır"
Sayfa 7 - YKYKitabı okudu
Reklam
“Demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyorlar ve ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor. “
Sayfa 116 - YKYKitabı okudu