Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aysun Çavdar

Durum basitti, asıl acıyan kalbiydi ama bu acı fiziksel ağrılara dönüşmüştü çünkü acının kurbanı, acı çektiğini inkar etmek için tüm gücüyle savaşıyordu.
Reklam
Che uyursa, diye düşündü yoldaşlar, o zaman biz de uyuruz.
Tanrı ya yoktu ya da hepimizi içine attığı sefaleti göremeyecek kadar uzaktaydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Alzheimer düşünüldüğü kadar nahoş değil. Geçmiş, kurtulmamız gereken bir pranga. İnsanı ezen bir külfet. Geçmişim olmasaydı. Hiçkimse olabilseydim, sıfır noktasından başlayıp orada ebediyen kalabilseydim. Tüy gibi hafif. Aile yok, anı yok, hiçbir bokpüsür yok.
Keşke güzelliğin o kadar da arzulanası bir şey olmadığını anlatabilseydi ona. Güzelliğin sadece en yanlış erkekleri çeken bir mıknatıs olduğunu ona söyleyebilseydi. Keşke güzel doğmamakla ne kadar şanslı olduğunu; çirkin kadınlara hem hemcinslerinin, hem erkeklerin cömert davranacağını, hayatının daha kolay olacağını anlatabilseydi.
Reklam
Modernistler ilerlememizi söylüyor ama onlara inancımız yok. Gelenekçiler geri gitmemizi söylüyor ama onların ideal düzenine geri dönmek de istemiyoruz. İki taraf arasında tost olmuş vaziyetteyiz! Nereye kaçabiliriz? Azınlık bile değiliz. Keşke Bm Sözleşmesinin koruması altındaki etnik bir azınlık filan olsak. En azından o zaman bazı temel haklarımız olurdu. Ama nihilistler, pesimistler, anarşistler azınlıktan sayılmıyor. Oysa esas bizim soyumuz tükenmekte. Sayımız her geçen gün azalıyor. Daha ne kadar hayatta kalacağız?
"Başrolü oynamadıkça hiç dahil olmak istemedikleri bir senaryo gibiydi adeta hayat. Ya kral olacaklardı, ya hiç."
"Bolivya'da zenginler çok zengin, fakirlerinse hiçbir şeyi yok. Yokluğu hor görüyorum. Tamahı hor görüyorum. Ama en çok da zorbalıktan, zulümden, tiranlıktan nefret ediyorum."
Geri131
474 öğeden 466 ile 474 arasındakiler gösteriliyor.