*"Beni neyin beklediğini bilmiyorum. Ama beni güzel günlerin beklediğine inandığım günler çoktan bitti. O günlermiş güzel olan. Şimdi günler beni olduğum yere çiviledi. Kendi çarmıhımda sızlanıyorum."
ömrümüz meçhullerden meçhullere akıyor
saatler bizim değil kitaplar bizim değil
bizim değil yaşamak bizim değil hiçbir şey
kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz
ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim
buna rağmen mutluluğa inanıyoruz
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı; Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.
Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden; Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
Şiirimiz kentten içeridir abiler
Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir
Bir kent ölümünün denizine kayar dragomanlarıyla
Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Ve oruç tutmak,insan yüreğini canlı, cıvıl cıvıl sesli kuşlarla doldurmak değil midir? O kuşlar ki, âdeta gökyüzüyle beslenir ve gökyüzüne örtünürler...
Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.
Onlardan bir rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da istiyor değilim.
Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır.
Ümmü Sa’d anlatıyor. Peygamber birgün Hz. Aişe’nin yanına geldi, ben de orada idim.
"-Yiyecek bir şey var mı?" buyurdu.
Hz. Aişe:“-Ekmek, hurma ve sirke var.” dedi.
Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür...
1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı
4- O 'na bir denk de olmadı.