Ayçanur Öz
Ayçanur Öz
@Aycanuroz
Yalnızlık çağının kalbi kırık çocuklarıyız biz..
Üniversite
Adana
11 September
81 reader point
Joined on December 2017
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Yusuf 9 yaşında, anası babası eşkıya baskınında öldürülmüş Kaymakam Selahattin Bey tarafından evlatlık edinilmiştir karısı Şahinde Hanım istemesede. Olayın üzerinde bıraktığı travma ile insanlarla olan ilişkilerinde gelgitler yaşayan ve çoğu kez yalnızlığın en derin suskunluğunu yaşayan bir çocuktur. Konu aşk üzerinden insanlarin paraya doyumsuzlugunu, malın
mülkün her seyden önemli olduğunu, adalet anlayışının zenginden tarafta olduğunu anlatıyor.
Sabahattin Ali'nin ilk romanı olmasına rağmen Kürk Mantolu Madonna kadar okunmamasina şaşırıyorum. Dönemine göre dili gayet yalın olsa da
benim anlamadığım cok fazla kelime vardı. Ama onun dışında konusu beni içine çekti. Cok fazla yerde sinirlendim. Bazi yerlerin yazılmamasi
gerektiğini düşünüyorum okuyanlar beni anlayacaktır Yusuf'un o kisiyle evlenmesi bence olmamasi gerekirdi. Ama o duruma rağmen hoşuma giden bir kitaptı. Bence okuyun, okutun.
Bay Kinney, ögrencilerinden bir günlük yazmasını ister ve toplar. Bu günlükleri kendisi dahil kimsenin okumayacağını, rahatça yazmalarını söyler. On yıl sonra bu günlüklerini öğrencilerine tekrar gönderecek, onlardan lise yıllarında istedikleri şeylere kavuşup kavuşmadığını, hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını, şimdiki halleriyle eskiden olmak istedikleri kişiyi kıyaslamalarıni isteyecektir. Parker bu günlükleri düzenleme görevini alır. Düzenlerken bir öğrencinin ismi gözüne takılır ve merakına yenik düşer. Bu günlük eski öğrencilerden biri olan Julianna'nındır. Julianna ve Shane kasabanın efsane olmuş hikayelerindendir. Söylentiye göre fırtınalı bir günde trajik bir kazaya uğrayıp hayata veda etmişlerdir. çok resmi şekilde anlattım farkındayım ama yanlış ifade etme ihtimalimin
cok yüksek olduğu bir kitap kendisi. Düşüncelerime gelecek olursam eğer ilk basta dediğim gibi konusunu özgün buldum. Ama ben pek gizemli kitaplar okumadığım için böyle düşünüyor olabilirim. Aslinda kitabın türünü de tam olarak çıkaramadım. Herneyse iste son sayfasında göğsümde kocaman bir ağırlık oluşturdu. Kötü anlamda kesinlikle değil üzüldüğüm için. Yabanci kitaplari pek fazla tercih eden biri olmadigim icin karakterlerin isimlerini hafızamda tutmakta zorlansam da kitabın beni içine çekmesi cok
uzun sürmedi. Kısacası ben sevdim bence sizde sevebilirsiniz
Reader Follow Recommendations
Izmir asosyalliğin dibini yaşayan tumblr da yazılar paylaşan internet dünyasında yaşayan bir kızdır. Bir gün aldığı 'artık uyu' mesajıyla hayatının değişeceğini bilemezdi. Isminden de anlaşılacağı gibi mesafe aşk hikayesi. Birbirlerini sadece ekrandan gören ve telefondan duyan; aylar boyunca
gece gündüz konusan mesafeye inat kalpleri yakın olan Izmir ve Ege'nin hikayesi. 3391 km Beyza Alkoç'tan okuduğum kaçıncı kitap bilmiyorum. Okurken kendimi Izmir karakterine çok benzettim ve bu kitabı sevmeme sebep oldu. Okurken kendimi okuyormuş gibiydim. Bu kitabı okuduğum sıralarda beni minik bir mucizeye yakalandı. Hem bu kitabın etkisiyle aşka daha doğrusu mesafe ilişkisine inanmaya başladım. Ege'nin kitap karakteri olduğunu hatırlayınca biraz üzüldüm ama mucizem üzülmeme gerek olmadığını kanıtlar gibiydi. Okuduğum satırlar bana umut oldu yer yer üzdü yer yer mutlu etti. Ama muhteşem bir kitaptı diyemem. Anlatım bozuklukları vardı. Kar Küresi
kitabında olduğu gibi çelişen, birbirini tutmayan kısımlar vardı. Yazım yanlışları da vardı. Çerezlik bir kitap olsa da yine de beni rahatsız ediyor bu
durum.
İyi değilim demek ne haddīmize? Şükürler olsun her halimize!
Iyi ki de almışım dediğim kitapların en basında geliyor bu kitap. Öncelikle çok severek okuduğumu belirtmem lazım. Arka kapak yazısı, yazı puntoları,
kitabın iç tasarımı ve kapağı çok hoşuma gitti. Gözümü hic yormadı. 2 gün gibi kısa bir sürede bitirdim ama eğer ilk okumaya başladığım gün yoğun olmasaydım kesinlikle 1 gün de bitirebilirdim ki ben kitabı çok ama çok yavaş
okuyan biriyim. Ismi bana deneme kitabını andırıyordu ama öğüt verecek gibi hissettirmisti. Kitabı alırken tamamen kapağından ve arka yazisindan etkilenmiştim kitap hakkında hic fikrim yoktu. Okudukça düşüncemde çokça yanıldım. Evet öğüt veren bir anlatımı var ama bunu yaşanmışlıklar üzerinden anlatıyor. Kitabın gerçeğe dayalı olmasi da beni ayrı etkilemişti. Baş kahramanımız Aslan.. Aslan 22 yaşında annesiyle bir başına kalıyor ve evlerine bakmak olmak zorunda kalıyor. Çünkü babası onları borç harç içinde bırakıp gidiyor. Bu da yetmezmiş gibi bir de birilerinin oyununa gelip hırsız damgası yiyor. Ve kimse onu işe almıyor. Ama sonunda Aslan pes etmeden, umutsuzluğa düşmeden ve dua etmeye devam ederek hak ettiği şekilde çok güzel işler başarıyor. Ve hayalini bile kurmadığı şeylere sahip oluyor. Bir de minik bir mucize giriyor hayatına ve hayatı daha da güzel bir hâl alıyor. Keske herkes Aslan gibi olabilse; pes etmesek ve dua etmeye devam
edebilsek...
