Küçük ve basit insanların yaşadığı Yukarı Mahalle, bana Miskinler Tekkesi'ni anımsattı. Sokaklarda yaşayan bir kaç arkadaştan birine miras bir ev kalması ve sonrasında gelişen olaylar anlatılıyor. Kahramanların başına gelen olaylar oldukça sıradan, zaten kahramanlar da kahraman değil. Yani yüksek erdem sahibi karakterler ya da büyük olaylar yok kitabın içinde. Bilakis işe yaramaz(!), şarap düşkünü insanların nasıl sürekli perişan oldukları ve bundan pişmanlık duymadıkları anlatılıyor. Günü birlik bir yaşam nasıl olursa öyle yaşanılan ortak bir hayat hikayesi gibi. Gayet sıcak ve samimi.
Bazı kısımlarda, insanın kendini kandırmasının ne kadar kolay olduğunu ve hayatın insanın kendine inandırdıklarıyla ne kadar doğrudan bağlantılı olduğunu hissettiren olaylara tanıklık ediyoruz. Her zaman okunabilecek, her zaman bir ders çıkarılabilecek bir kitap.