Bu dert onu ağır ağır kemiriyor, biliyorum. Kendini tutmaya çalışıyor; avunmayı da, derdinin içine gömülmeyi de beceremiyor bu yüzden. Arada bir düşünüyor derdini, Onu şöyle bir yoklayıp geçiyor. Özellikle insanların arasındayken yapıyor bunu çünkü başkaları onu avutuyor ve onunla öğüt verir gibi, soğukkanlılıkla konuşmaları acılarını biraz hafifletiyor. Ama bir odada yalnız kalınca, düşüncelerini kovmak için homurdanıp durduğunu işitiyorum. Fakat bütün gün suratı asıktır; hemen yorulup somurtur.
Elini boğazına götürerek, "Düğümlenip kalıyor burada,geçmiyor," der.
Bir cimri gibi acı çekiyor...
Kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş bir şeyler akıyor içimde: Dokunmuyorum, bırakıyorum gitsin. Sözcüklere bağlanamadığım için düşüncelerim çoğu zaman karmakarışık. Belirsiz ve hoş şekiller halinde belirip sonra kayboluyorlar, hemen unutuyorum onları.
Özlem, şimdi gidip uyuman konusunda da,
ikircikliliğindir:
"O, şimdi uyuyor mu uyuyor olsa da, yarın
yorulmasa ... "
- "O, şimdi uyumuyor mu: uyumuyorsa,
beni düşünüyor olsa, ben de gidip uyumasam ... "