Ayşe Sönmez

910 syf.
·
Puan vermedi
·
115 günde okudu
Sevemediği kitabı yarıda bırakabilen insanlar çok şanslı. Tarihi önemini bilmek ve takdir etmekle birlikte bittiği için aşırı mutluyum. Gerek karakterlerle asla bağ kuramamam, gerek şövalyeliğin saçmalığını açıklamak için 900 sayfa kadarcık uzatılmış olmasını gereksiz bulmam, gerek kadınlar hakkındaki düşünceleri (döneme göre değerlendiririm ama yine de insan bir bozuluyor) kitabı sevmemi engelledi. Sayfa sayısı, kendi bileceği iş tabii de her hikayede akıcılıktan uzaklaştığını düşünerek ıkına sıkına okudum. Stalker'da 3 saat oyuncuların yürümesini izlerken aldığım sanat sepet zevkiyle kıyaslarsam uzunluğun akıcılığı etkilemediği, aslında Don quijote'un konusunun bana göre olmadığı kanısına vararak bitirebilirim. Bir beyefendi de demiş ki "If there is one novel you should read before you die, it is Don Quixote." Nolur bu kadar kesin cümleler kurmayın, sonra 5 dakikada bir tavan izleye izleye okuyoruz kitabı. Bu arada bu bir inceleme değil. Verdiğim günlerin iç boşalması...
Don Quijote (2 Cilt Takım)
Don Quijote (2 Cilt Takım)Miguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202222,6bin okunma
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Amerika'da ekonomik bunalımın ardından bazı sektörler sayesinde gerçekleşen 'hayali özgürlüğe' ulaşabilmek çoğu göçmenin hayalidir ve gariptir ki bu Amerika'da yazılan en iyi sistem eleştirisi kitapların konusunu oluşturur. Okuduklarımdan daha fazlası olduğuna eminim. (Gazap üzümleri- Şikago mezbahaları- Fareler ve insanlar) Şikago Mezbahaları,
Şikago Mezbahaları
Şikago MezbahalarıUpton Sinclair · Sel Yayıncılık · 2021901 okunma
556 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Fransa'daki maden ocaklarında çalışan kömür madeni işçilerinin ölümcül denebilecek koşullarda yaşadığı, sadece ekmek alabildikleri noktaya gelene kadar çalışmaya devam ettikleri sırada ana kahraman Parisli Etienne, iş aramak için Montsou kömür madenine gelir. Şans eseri girdiği madende çalışırken okuduğu kitapların getirisiyle ezici çoğunluğun yani kentsoylunun sömürüsünü fark etmesi kelebek etkisini başlatan durumdur. Zamanla sosyalizm hakkında fikir sahibi olup ayaklanma düşünceleri oluşur. Etienne'in halkı da etkileyip kendi tarafına çekmesiyle proleterler ve burjavazi arasındaki kıyasıya mücadele patlak verir. Souvarin adlı anarşist bir karakterin söyledikleri çok etkileyiciydi. "Zenginlere bağırıp çağırmanız boşuna, talihin önünüze getirdiği serveti yoksullara verecek yürek yok sizde... Kendinize özgü malınız mülkünüz olduğu ve kentsoylulara duyduğunuz kin yalnızca onların yerine geçip kentsoylu olabilme hırsından geldiği sürece, mutluluğa layık değilsiniz!" (s.420) Halk, bilgisiz ve ilkesizse bunun sarsıcı gerçekliği olan bir tespit olduğunu düşünüyorum. Çünkü Germinal toplumsal sınıf bilinci olmayan ve birikmiş kinle hareket ettiği için hedefini şaşıran yüzeysel bir halkı anlatır. Herhangi bir olay yalnız bir yeri veya bir kişiyi etkilemez. Gerçek hayatta da böyledir kurguda da. Romanda yaşanan olayların kimi nasıl etkilediğini kronolojik bir sırayla anlatabilen yazarların hastasıyım. Germinal de süreçlerin pürüzsüz anlatıldığı kitaplardan biri bence. İlk sayfalar bir tık zor akıyor ama devam edenler gerçekliğiyle baş döndüren bir kurguyla karşılaşacak.
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
9/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Boğazımda bir yumruyla okudum.
Edebi yönünden, dilinden ziyade anlattığı gerçekler sebebiyle okunması gereken bir kitap. Yazar, cezaevinde yaptığı araştırma sırasında tanıştığı, idama mahkum edilen Firdevs'in hayat hikayesini konu almış. Özellikle Ortadoğu toplumlarında erkeklerin gölgesi altındaki "kadın"ın nasıl yaşatılmadığını bütün acı gerçekliğiyle anlatmış. Müslüman çoğunluğun olduğu ülkelerde bir toplumun kadını nasıl fahişe yaptığını, çocukluğundan yetişkinliğine kadar nasıl erkek egemenliğinde yetiştirdiğini görüyoruz. Önce ailesini kaybeder, tanıdığı herkes tarafından aldatılır, tecavüze uğrar, yüzünde bir iyilik gördüğü herkes onu yok sayar, aç kalır, sokakta kalır, vatanının görevlileri tarafından taciz edilip yurtsever olmamakla suçlanır. Hayır, bunlar ütopik bir kitabın spoilerları değil. Bunlar hayatın gerçekleri. Bu anlatılan gerçek bir yaşam öyküsü. Kendi bedenini, arzularını tanıyamadan, kendi değerinin farkında olmadan ölen binlerce kadının hikayesi. Nevâl El-Seddavi; kendilerinin ifade edilmesine izin verilmeyen, yok sayılan, ayıplanan bir kesimin sesi olmuş. Bize de onu dinlemek düşüyor.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,1bin okunma
276 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İntihar girişiminde bulunan bir yazarın düşüncelerini daha ciddiye alma eğilimi bir tek bende yoktur. Metinlerini okurken bir yandan da yazarın senedini elimde tuttuğumu sanırım. Yazdıkları her satırda "Ben gerçekten böyle hissettim. Bana inanmalısınız." dediğini düşünürüm. Ümit Yaşar Oğuzcan da intihara teşebbüs ettiği için fikirlerini daha değerli bulduğum yazarlardan biridir. Diğer yazarlara spesifik özellikleri sayesinde takılan bütün iyi lakaplara sahiptir benim için. Gurbet şairi, ızdırap şairi, evler şairi, yazı makinesi, ölüm şairidir Oğuzcan. Her şeyden öte aşk şairidir. Zaman şairidir. Şiirlerinde kendimi bulduğum için değil anlaşılamayacağını kabullendiği için saygı duyarım. Sevgiyi en saf haliyle, bütün imkansızlıkları ve bütün tezatlıklarıyla anlattığı için hayranım. Bazen engin bir umutla yaşamaya değer bir dünyayı bazen de yüce bir karamsarlıkla ölümü yüzümüze vurduğu için okuyorum. "Hayatımdan şairliğimi çıkarırsanız geriye önemli bir şey kalmaz" diyen gerçek bir şairdir. Şiir denizi 1'de şiirlerinin bazen kâbuslu rüya gören bir adamın sayıklamasana, bazen de deli saçmasına benzediğini söylemişti. "Ya anlaşılır, ya anlaşılmaz," demişti. İfade ettiği şeyi anlayamadığım şiirlerini bile okumak o kadar zevkliydi ki. Velhasıl onun kitapları bir kere okunup kapanacak kitaplar değil. Tekrar tekrar okunsa kederden ölünecek, okunmasa özlemden ölünecek kitaplardır. Acı her kelimesine ilmek ilmek işlendiği için oğlunun intihar etmesi üzerine yazdığı Galata Kulesi ve diğerleri de hiçbir zaman unutmayacağım en büyülü, en anlamlı olanlarıdır.
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,7bin okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Toplumların tutarsız ahlakı, içten pazarlıklı fikirleri yüzünden kendisine yer bulamayan bir palyaçonun hikayesi. Dinsiz olarak girdiği azınlığın gerekliliklerine de sahip. Terk edilmiş, yoksul, işsiz, üzgün... Palyaçolar, her insanın aksine zihnimde kırmızı burunları veya renkli giysilerinden öte soyut şeyler canlandırır. Çocukluğumda da onlara
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20191,491 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Anne baba ilişkisi, ebeveyn çocuk ilişkisi, evlilik ve arkadaşlık ilişkisi gibi ilişki kavramı altında incelenebilecek her konuyu irdeleyen okuduğum sayılı kitaplardandı. Başta hatalı basım sandım. Çünkü solda bir erkeğin gözünden sağda bir kadının kaleminden olacak şekilde olağan dışı bir tarzda yazılmış. Orjinal de olmuş. Aziz Bey Hadisesinde olduğu gibi bunda da karakter analizlerine ve tespitlerine hayran kaldım. Tekrar tekrar okuyacağım kitaplardan biri oldu ve bu listeye bir modern edebiyat kitabı nadir girer. Cümleler öyle büyüleyici ki akıp gidiyor. Bilginin sınırsız olduğu bir çağda ne istediğini bilmeyen modern insan, üretimin geçmişe göre daha kolay olduğu bir çağda tembel olan modern insan, deneyimleyecek sayısız şey karşısında yaşayamayan modern insan ya da her şeye sahip olmasına rağmen doyumsuz modern insan... Nedir bu modern insanı yaşarken öldüren? Yalnızlıktan herkes bu kadar şikayetçiyse nasıl ve ne zaman bu kadar bireyselleştik? Modern insanın problemini bulan da en büyük mucit olmalı ve bence kitabı bu kadar iyi yapan da Ayfer Tunç'un bu sevgisiz, yalnız olan modern insana bakışının çok etkileyici olması; haklılık payı yüksek olan fikirleri var.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,5bin okunma
343 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Çok sevdiğim bir diziden alıntı yaparak başlamak istiyorum. — Yahu yapma Karagözüm kendisi kan emicidir. — Çok özür diliyorum beyefendi. Politikacı mısınız yoksa bankanız mı var? Sistemin nasıl olduğunu, küçük balığın büyük balıklar tarafından yendiğini biliyoruz. Steinbeck, Gazap Üzümlerinde detaylıca anlattı bunları. Okuyan bilir. Peki Yaşar
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
Yaşar Ne Yaşar Ne YaşamazAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 200812,9bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Zaman geçtikçe daha da artan özellikle gelişen teknolojiyle günümüzde varlığı daha net belli olan bir kavram var. Kuşak çatışması... Fakat bu kitapta Turgenyev'in 'Babalar ve Oğullar' adlı kitabında geçen çatışmanın dile getirilmeyen halini okuruz. Geçmişle şimdiki zamanın ve biraz da geleceğin o zamana ait olmayan karakterler tarafından yaşanamaması. Sonuç olarak da anlaşılamamak peyda verir. Demek ki empati yoksunluğu yalnız bizim çağımızın vebası değilmiş. Kendi jenerasyonuyla empati yapmaktan yoksun olsun bu aciz insan başka bir çağın insanını anlamaktan ne kadar uzaktır varın siz düşünün. Savaşa birinci dereceden tanık olan bir insanın karakteri en fazla ne kadar şefkata müsaitse o kadarına sahip olan Iza'nın babasının ölümünden sonra annesiyle birlikte yaşama sürecini anlatır. Kitap hakkında olumsuz olan tek düşüncem karakterlerin iç dünyalarına 'bence' yeterince yer verilmemesi. Onun dışında güzel bir roman.
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,354 okunma
129 syf.
·
Puan vermedi
Müfettiş; iktidarın aslında kendisine değil de kamuya ait olan yetkiyi kendi çıkarlarına uygun, halka veya insan haklarına aykırı olarak kullandığı bir eleştiri komedyasıdır. Olaylar devlet kurumlarında rüşvetin, kayırmanın, yalancılığın, dolandırıcılığın, despotluğun kol gezdiği Çarlık Rusyası döneminde geçse de evrensel ve zamansız gerçeklerin anlatıldığı kesin. Yozlaşmanın sebep olduğu hizmet eksikliği halkı çileden çıkarsa da körü körüne yandaşlık yapmaktan kaçınmazlar. Düzgün yaşamın bazı insanlardan çalındığı bazılarına gereğinden fazla verildiği bu ahlaktan yoksun bölgede bir müfettiş geleceği haberi duyurulur ve olaylar patlak verir. Haksız kazanç sağlayanlarla üç maymunu oynayanların ikiyüzlülüğünü okuruz. Gogol, çok iyi bir gözlemci. Tavsiye ederim.
Müfettiş
MüfettişNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,796 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Julius Caesar, diğer bir adıyla Caligula, Roma imparatorluğunun acımasız, ahlaksız, despot, gaddar imparatorlarından biridir. Kız kardeşiyle yaşadığı ensest bir ilişkisi, imkansız istekleri, zalimce sözleri olduğu için deli veya şizofreni olarak tanınıyor. Onun hakkında kan donduran bir tiyatro metni diyebilirim. Gücünü kaçık olacak kadar kötüye kullanarak insanlardan ona tapmasını bile ister. Bize günümüzün Caligulalarını keşfe çıkartabilecek bir piyes. Albert camus'ün 'Sisifos söyleni' adlı denemesindeki varoluşçu önermelerini oyunlaştırdığı eseridir. Caligula, ömrünün koca bir yalan olduğunu asla düşünmeyerek iktidar, para, güç gibi kavgalara giren insanlara acı çektirir. Bunun farkında olan Caligula, kendisinin özgür olduğunu düşünür ama düşünceleri anlaşılmaz. Felsefesi, korkunç bir figür üzerinden anlatılan bir tiyatro metni okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Caligula
CaligulaAlbert Camus · Can Yayınları · 20181,069 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Tiyatro tarihimizin en tanınmış eserlerinden biri. Hemen okumak için sefilleri 10 günde bitirecek kadar merak ediyordum. Her şeyiyle beklentimi karşıladı. Bu yüzden kitap yurdunun yorumlarında bolca övüp satın almama vesile olan insanlara teşekkür ederim. Bir adam yaratmak, Hüsrev adlı tiyatro yazarının geçirdiği karmaşık ruh hallerini anlatır. Düşünceleri; ölüm, intihar, kader, yok olmanın girdabında döner durur. Çevresindeki insanların yaptıkları adamın sükunetini yer. Haliyle bir kere insanın aklı bulandı mı düzelmesi zordur. Soru işaretlerinden yorulur, cevaplardan korkar. Şunu da eklemeliyim ki kader gibi bazı konularda ters bir noktada bulunmama rağmen içimde fırtınalar kopardı. Tüm kalbimle tavsiye ederim.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,2bin okunma
1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yine açlık, adaletsizlik, ayrılıklar, ölümler, savaşlar... Tek kelimeyle ve bütün ağırlığıyla; sefillik. Bu yapıtın kalıcılığını sağlayan birçok etken olduğu ve zaten yıllardır övüldüğü için içeriğine çok az gireceğim. Zamanında içlerinden geleni katran karalara bulaştırmadan anlatan bir yazar nesli varmış ki yapıtlarında çığlıklarının ayyuka
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202186,5bin okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
Bazı kitaplar aşılamak istediği mesajı direkt verirken bazıları dolaylı olarak verir. Yazarından daha ünlü karakterlere alışığım. Fakat yazarından daha ünlü bir cümleye bu kitapta rastladım. "Yapmamayı tercih ederim." Anlatıcının hukuk bürosuna işlerinin yoğunluğu sebebiyle yeni bir kâtip almak istemesinin ardından verdiği ilâna kısa süre içinde geri dönüş alır. Pasif direnişin sahibi gelir. Kâtip Bartleby. Ona verilen her işi bir zaman sonra yapmamayı tercih eder. Hatta ara sıra yapmamayı tercih ettiğini söylemeyi bile tercih etmez. Eylemsizliğiyle Bill Cosby'yi savunur gibi bir tutumu var. "Size başarının değil ama başarısızlığın formülünü verebilirim: Herkese hoş görünmeye çalışın." Nezaketin toplumun ona biçtiği rollere sürekli boyun eğmek demek olmadığının farkında. İşini ya da potansiyel arkadaşlarını bile riske atabilecek kadar omurgalı bir karakter. Bununla birlikte, Melville'nin bir alegori yaptığı düşünülebilir. Kâtip Bartelby'yi anlatıcının bastırdığı iç sesi veya işçinin patronu köleleştirmesi olarak görenler olmuş. Neden olmasın? Kurallar iyi uşaklar ve kötü efendiler yaratır. Bir kez de bizim uşağımız efendi olmuşsa ne çıkar? Okurların sınırlı algılamalarının bu muhterem şahsı tanımlamasına izin vermeyin. Tavsiye ederim.
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212bin okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
Yalnızız; önseziler, telekinezi, kehanet örnekleriyle ve işinin ehli olmuş Peyami Safa'nın psikolojik tahlilleriyle dolu bir roman. Madde ve mânâ kavramlarının birbirleriyle çatıştığı bir ortamda toplumun değerleriyle karşı karşıya kalmaları sonucunda yalnızlaşan bireylerin birbirleriyle yaşadıkları ilişkiler romanın ana konusunu oluşturur. Karakterler çok zeki, kurgu çok gerçek, felsefi alt yapısına diyecek yok. Müthiş bir dil. Aralıksız, defalarca tekrarlandığında bile manasını kaybetmeyen bir kitap ismi. Yalnızız. Bir sitem cümlesi veya katarsis. Birkaç tekrardan sonra bir yakarışa dönüyor sanki. Cümleyi söyleyen insan bir an önce bu ismin verdiği ızdıraptan sıyrılmak için ruhunu, yaşama sebebini arıyor. O insan, o anda çok kalabalık bir topluluğun içinde bir sürü mutlu insanın etrafında olabilir.  Fakat yine de kendi kendisinde batıp boğulacak kadar çok yalnızdır.  Binlerce meçhul arasında bir realite var. Samim. Aşık. Meral'in emekleyen adımlarına eşlik ediyor. Benlikleri arasında kaybolan kızın korkunç isteklerini bastırmasına yardım etmeye çalışıyor. Seni sana anlatan ve senin de doğru anlattığına emin olduğun birine içini açabilir misin o halde? Ne diyordu Peyami Safa? (Derin tesirler dilsizdir. s.167)
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,3bin okunma
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.