Düşündüm, "İçimdeki Kenan Ülkesi" ile ilgili ne yazabilirim diye. Çünkü o kadar duygu yüklü bir kitap ki. Sanki ne yazsam az kalacak ve yeterince bende bıraktığı hisleri sizlere aktaramayacağım. Bu yüzden, kitaptan alıntılar (ki neredeyse tamamını çizdim) bırakıp biraz sizlerin merakına sunacağım.
Kitap çok dingin. Okuyunca bir rahatlama hissediyorsunuz. Aynı zamanda isyankar. Ama kabul edilmiş bir isyan ve yenilgi. Tasavvufi yönü çok kuvvetli. Aşkın da ayrılığın da kimden geldiğinin farkında yazar. İnsanın okuyunca Hacer olası geliyor. Öyle naif öyle samimi bir serzeniş...
Hadi o zaman birkaç alıntı ile kitabı anlatayım ben size...
"Yaşanmamış anların korkusu kalbe düştüğünde, her umut çarelenir."
"Üç gün bile yaşayamayacağı dünyada, günahları hariç her şeyi sahipleniyor insan; bir kendini sahiplenemiyor."
"İnsan bu ... hep kendine eder. Kimine göre kader, kimine göre keder...."
"Aşk esaretti; kadere kelepçeli..."
"Vakti gelince oluyor her şey; ne bir an önce ne bir an sonra... Beklemeyi öğreniyorum, sabrın tezgahında..."
Keyifli okumalar dilerim...
Kaç hayat yaşayınca yorulur insan? Kaç seneden sonra yaşlı, kaç hezimetten sonra bezgin, kaç sevdadan sonra kalpsiz, kaç kelimeden sonra lal olur kişi?
Modern romancılığın bence en önemli yazarlarından biri Ayfer Tunç. Dilinin zenginliği, kurgusu, akışı, hislerin geçişi... Yani bir kitap okurken zevk alacağınız ne varsa onun kaleminde mevcut. Müthiş bir keyif her kitabı. Ve işte serinin ilk kitabı "Kapak Kızı".
Bir dergi kapağında ayın kızı Şebnem'in fotoğrafını gören tren çalışanı Bünyamin, banka denetçisi Ersin ve radyo programcısı Selda'nın bu fotoğrafa bakarak yaptıkları bir iç yolculuk aslında anlatılan. Kar nedeniyle yolda kalan bu trende görevli olan Bünyamin, Ersin ve Selda'nın oturduğu masaya hizmet ederken, onların da bu pozları akıllarından geçirdiğini nereden bilebilirdi? Şebnem'in kapak kızı olma ve bu cesur pozları vermesinde hayatından geçmiş bu kişilerin rolleri var mıydı?
Bünyamin'in kendi ile ve eşi cennet ile olan hesaplaşmalarını hayranlıkla okudum. Ersin ve Selda'nın kutsal aile adı altında aslında nasıl çürümüş ve yozlaşmış bir zihniyetin çatısı altında olduklarını da çok net aktarmış bizlere Ayfer Hanım.
Şimdi sırada serinin devam kitabı olan Yeşil Peri Gecesi'nde. Çünkü tüm bu olayları Şebnem'in anlatımı ile de dinlemek istiyorum. Okumayanlara şiddetle tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar dilerim...
Kapak KızıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20207,3bin okunma