Nerden bilebilirdim ki ! Gece Mersin'den, memleketim Kahramanmaraş' a gelip deprem olacağını. Yolda o kadar sevinçliydim ki, dışarıda kar yağıyordu. Saat 04.17 rüya görüyorum sandım. Beşikte sallaniyor gibi hissettim... Depremin şiddettinden yerden yere savrulduk. Hayatımın en uzun 2 dakikasını geçirdik annemle birlikte... Ayaklarimizda
Bende hiç tükenmez bir hayat vardı,
Kırlara yayılan ilkbahar gibi.
Kalbim her dakika hızla çarpardı,
Göğsümün içinde ateş var gibi.
...
Hissedince sana vurulduğumu,
Anladım ne kadar yorulduğumu,
Sâkinleştiğimi, durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi.
En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler: kaldım. Oysa, kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir.
Neden bana yaşamasını öğretmediler ?
Neden bana, bizden bu kadar gerisini sen bulup çıkaracaksın dedikleri zaman isyan etmedim? Hayata atılmak gibi bir çılgınlığı nasıl yaptım? İnsanların dünyasına atılmayı nasıl göze aldım? Ben insan değildim ki. Yaşamadığım bir hayatın içine nasıl atıldım?