Doğrusu büyük şehrin görkemli yaşantısından çıkıp, böylesine orta halli bir şehre önyargılarla gelmiştik. Ama çok sürmeden bu kanaatimizin ne kadar yanlış olduğunu, bu toprak kokulu insanların dostluklarını görünce anlamıştık kendimizden utanarak.
Silindiğini sandığımız herşey aslında tam olarak yerinde duruyor, bekliyor. Hiçbir şey silinmiyor. Hiç kimse unutulmuyor. Hiçbir olay insanın aklından uçup gitmiyor. Sadece bir süreliğine görünmez oluyor.
Eğer kalbimiz bir atıyor bir duruyorsa, atmaya devam etme ihtimali,durma ihtimaliyle eşit demekti. Yani yaşamaya ne kadar yakınsak ölüme de o kadar yakındık demek ki.