Esra

Esra
@Beautyandthebeast
Sıkı Okur
"Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu, insanların alçak sesle konuştuğu, sonra temiz oldukları, düşüncelerinin de temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum."
Kişi, bağımsızlığa belirlenmiş olmak için, kendi koyduğu sınavlardan geçmeli; ve bunlar yalnızca kendi tanıklığımızda, başka bir yargıç bulunmadan yapılan sınavlar olmalı. Bir kişiye bağlanıp kalmamalı: - en sevilen kişi bile olsa, - her kişi bir hapishanedir, bir kuytudur da. Bir vatana bağlanıp kalmamalı: en çok acı çeken, yardıma en çok ihtiyacı olan olsa bile, Bir merhamete bağlanıp kalmamalı: bir tesadüfün bize çektikleri ender eziyetleri ve çaresizliklerini gösterdiği yüksek insanlar söz konusu olsa bile. Bir bilime bağlanıp kalmamalı: kişiyi en değerli, tam da bizi bekliyor görünen buluşlarla cezbetse bile. Kendi kurtuluşuna bağlanıp kalmamalı, altında hep daha fazla şey görmek için hep daha yükseğe uçan kuşun o şehvetli uzaklığına ve yabancılığına; Kendi erdemlerimize bağlanıp kalmamalı ve bir bütün olarak, herhangi bir ayrıntımızın, örneğin "misafirperverliğimizin" kurbanı olmamalıyız: kendilerine karşı müsrifçe, âdeta kayıtsızlık içinde davranan ve liberallik erdemini bir günah boyutuna vardıran yüksek türden zengin ruhlar için tehlikelerin en tehlikelisidir bu. Kendini korumasını bilmeli: en zor bağımsızlık sınavı.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bunu ben yaptım" diyor belleğim. "Bunu ben yapmış olamam" diyor gururum ve acımasız duruyor. Sonunda pes ediyor bellek
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Büyük bir dinsel zorbalık merdiveni vardır, çoktur basamakları; ama bunlardan üç tanesi en önemlileridir. İnsan bir zamanlar tanrısına insanları, belki de en sevdiklerini kurban ederdi, Sonra insanlığın ahlaki döneminde, insan sahip olduğu en güçlü içgüdüyü, "doğasını" kurban etti tanrısına; Nihayet: ne kaldı geriye kurban edecek? Sonunda her türlü avutucu, kutsal, iyileştirici olanı, her türlü umudu, gizli uyuma, gelecekteki mutluluklara ve adaletlere duyulan her türlü umudu, her türlü inancı kurban etmek gerekmez miydi? Tanrının kendisini kurban etmek ve kendi kendine zorbalıkla, taşa, aptallığa, ağırlığa, kadere, hiçliğe tapınmak gerekmez miydi? Hiçe karşılık tanrıyı kurban etmek -- son zalimliğin bu paradoks gizemi, şimdi gelmekte olan kuşağa saklandı: hepimiz şimdiden birazını biliyoruz bunun.
Sayfa 64 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Etrafımızdaki her şeyi aydınlık ve açık, kolay ve basit kıldık! Duyularımıza yüzeysel olan her şey için bir serbest geçiş kartı, düşüncemize kasıtlı sıçramalar ve yanlış çıkarımlar için tanrısal bir hırs vermeyi nasıl da becerdik! - daha en başından beri nasıl da bildik cahilliğimizi korumayı, yaşamın anlaşılmaz bir özgürlüğünü, kaygısızlığını, tedbirsizliğini, içtenliğini, neşesini: yaşamın kendisini tadabilmek için! İşte bundan böyle sağlam ve granit gibi bir cahillik zemininde yükselebildi şimdiye kadar bilim, bilim istemi, daha muazzam bir istemin, bilmemeye, belirsiz olana, yanlış olana istemin zemininde! Onun karşıtı olarak değil, aksine - inceltilmesi olarak!
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Adamın hayatta her şeyi başkaları için yaptığını düşündü. Başkalarını etkilemek için evlenmiş, sosyal konumuna başkaları için yükselmişti. Kendisine ise hiçbir şey gerekmiyordu. Ne aşk, ne dostluk, ne de onur. Sadece kendisi için yaşıyor olsa belki hayat bile kendisi için gerekli değildi. Hayatı da sadece başkalarına göstermek için. O halde o kendi yüzü olmayan, yüzünü başkalarının görmek istediği şekilde gösteren bir adam. Başkalarının gözü önünde olmayan herhangi bir yükümlülükten kurtulduğundaysa mutlu oluyor.
Sayfa 135 - KetebeKitabı okudu
Reklam
Reklam
704 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.